Üzey Kızımı Banyoda Sıkıştırdım – Sex Hikayeleri

Selamlar, ben Murat. 46 yaşındayım. İzmir’de yaşıyorum. Karım üç yıl önce vefat etti. Tek oğlum var ve yurt dışında yaşıyor. Üç sene dul kaldıktan sonra, oğlumun da rızasıyla geçen ay tek çocuklu dul bir hanımla evlendim. Yeni eşimin 16 yaşında Liseye giden bir kızı var ve o da bizle yaşıyor. Geçenlerde Kayınvalidem rahatsızlanıp hastaneye kaldırılınca, eşim bir süreliğine annesine bakmaya Konya’ya gitti. Evde üvey kızım Tülin’le yalnız kalmıştık. Tülin yeni serpilmiş çok sexy bir kızdı ve bana daha ilk günden sıcak davranıyor, her gördüğünde boynuma sarılıyordu. Ben de ona karşı kendi çocuğummuş gibi davranıyor ve seviyordum. Gayet mutlu bir aile yaşantımız vardı.

Eşim Konya’ya gideli iki gün olmuştu. O gece Tülin banyo yapmaya girmiş ve banyoda uzun süre kalmıştı. Tülin banyodan çıktıktan sonra tuvaleti kullanmak için banyoya girdim. Banyodaki çöp sepetinde üstüne prezevatif geçirilmiş bir salatalık bulduğumda şok olmuştum. Hemen salatalığı alıp Tülin’in odasına gittim. Tülin vücudu havluya sarınmış bir şekilde aynanın karşısında saçlarını tarıyordu. Salatalığı göstererek sordum, “Kızım bunu sen mi kullandın?” diye. Tülin önce inkar etti, ama evde bizden başka kimse olmadığı için itiraf etti. Ağlayarak, “Evet baba, ben kullandım! Ne olur anneme söyleme, beni öldürür!” dedi ve boynuma sarıldı. Neden bilmiyorum ama Tülin’e kızamadım ve “Tamam kızım, söylemem!” deyip sakinleştirdikten sonra odasından çıktım. Değişik düşüncelerle ve kafam karmakarışık birşekilde yatak odama yatmaya gittim…

Tam soyundum, boxerimle yatağa girdim, Tülin havluya sarılı bir şekilde girdi yatak odama. Yanıma gelip, “Kızmadığın için teşekkür ederim yakışıklı babam benim! Anneme söylemeyeceksin değil mi babacığım?” diyerek yanağımdan öptü. Mis gibi Şampuan kokuyordu. “Söylemeyeceğim dedim ya kızım, aramızda sır kalacak! Az önce şaşkınlıkla Sıhhatler olsun demeyi unuttum…” deyip ben de Tülin’i yanağından öptüm ve “Sıhhatler olsun!” dedim. “Babacığım, bu gece senle yatabilir miyim?” dedi ve cevabımı beklemeden üzerimdeki Pikeyi kaldırıp yanıma uzandı. Sol kolumun üstüne yatmış, kolunu çıplak bedenime sarmıştı. “Böyle uyursan hasta olursun kızım, Pijama falan giyseydin!” dedim. “Kurudu zaten, hava sıcak!” dedi. “Peki, sen bilirsin!” dedim. Tamamen sarılmıştı bana. Üzerindeki havlu kaymış, sağ memesi ortaya çıkmıştı. Havlusunu yukarı çekerek açılan memesini kapadım. Tüm bedenini bana yaslamıştı, “Babammm benim, seni öyle seviyorum ki!” dedi.

“Ben de seni seviyorum kızım!” dedim. Tülin de, “Ama ben seni daha farklı seviyorum baba, sana aşığım ve senden başka erkek tanımak istemiyorum!” dedi. “Tülin yavrum, ben senin üvey de olsa babanım, sen de benim kızımsın, böyle bir duygu imkansız!” dedim. “Neden baba? Neden imkansız? Çok mu ayıp? Çok mu günah? Olsun varsın, ne çıkar?” diyerek üzerime doğru uzandı. Üzerindeki havlu beline kadar inmiş, üst kısmı tamamen çıplak kalmıştı. Çıplak memelerini kıllı göğsüme dayamıştı, kasıklarını kasıklarımın üstüne koymuş, sağa sola sallanıyordu. Çenemi, burnumu, yanağımı öpüyordu durmadan. Sonra dilini dudaklarımın üstünde gezdirmeye başladı. Başımı ellerinin arasına almış, diliyle dudaklarımı ıslatıyordu. Yarağım müthiş sertleşmişti ve boxerimi zorluyordu. Tülin de kasıklarını inadına sikimin üstüne bastırıyordu. “İmkansız dediğin duyguyu bak şu anda kasıklarımda hissediyorum babacığım!” diyerek dudaklarımı öpmeye başladığında, artık ben tamamen çileden çıkmıştım. Dilini ağzıma sokmuş, üst dudağımı ısıra ısıra öpüyordu…

Üzerindeki havluyu çekip aldığımda artık çırıl çıplaktı. Ellerimi uzatıp götünden tuttum. Amını boxerimin üzerinden yarağıma sıkı sıkı bastırıyordu. Bir an gözlerime baktı ve “İçime girmeni istiyorum!” dedi. “Tülin kızım, sen ne diyorsun?” dedim. “Babammmm! Aşkım benim! Gir içime!” dedi. “Tülin, kızım yapma, sen bakiresin!” dedim. Tülin de, “Bakire olup olmadığıma emin değilim, belki salatalıkla bozmuş olabilirim bilmiyorum, bekaretimi sonra düşünürüz, bak şu anda çırıl çıplak kollarındayım, bak ellerin götümü sıkıyor, bak dudak dudağa öpüşüyoruz, sence bunların anlamı ne?” diyerek dudaklarını boynumdan göğsüme, meme uçlarına doğru indirmişti. Hafif hafif ısırıyordu.

Aniden soluma sırt üstü yatıp beni üstüne çekti ve “Hadi sevgilim öp beni, öpp!” diyerek dudaklarını uzattı. Sol kolumun üstüne dayanıp dudaklarını aldım ağzıma. Çılgınca öpüşüyordu benimle. Sağ elimle memesini yoğuruyor, o diriliği oldukça derinden hissediyordum. Uzun süre dudaklarımız ayrılmadı. Daha sonra santim santim aşağılara inmeye başladım. Uzun boyunu, geniş omuzları, diri memelerine. Uçları nasılda kabarmıştı. “Ohhhh, aşkkıımm, emm, emmm hadiii!” diyerek memesinin tamamını ağzıma verdi. Büyük bir hırs ve zevkle emiyordum. Parmakları saçlarımın arasında, uzun bacakları belimin üzerinde dolaşıyordu…

Sonra daha aşağılara, göbeğine indim. Tülin heyecandan tir tir titriyordu. Göbeğinin deliğinde dilimle oldukça uzun daireler çizerek oyalandım. Biraz daha aşağıya indiğimde, amını dudaklarıma doğru itmeye çalışıyordu. Kafamı kaldırıp baktığımda, amı bir kayısı halinde gözlerimin önüne serilmişti. Bacağının amıyla birleştiği yerden öpmeye, yalamaya başladım. Amında tek tüy yoktu, kaymak gibiydi. Sanırım banyoya girdiğinde halletmişti. Bu yüzden uzun kalmıştı banyoda. Dilimle amının dudaklarına dokunduğumda derinden bir ‘Ohhhhhh!’ çekti ve “Evett, eveet devam ett, hadiii!” dedi. Sıkı sıkı kapalı am dudaklarının arasına dilimi soktuğumda, iki eliyle saçlarımdan kavrayıp bastırdı ve “Oohhh, eveeettt orasıı, orası aşkıımmm, işte orası, devam ettt! Ohhh, Simge böyle yalayamıyor!” dedi. Klitorisi kabarmıştı, önce dilimle oynadım, sonra dişlerimin arasına aldığımda Tülin kasılmaya başlamıştı. “Ooohhh babammm, canıımmm, erkeğiimmm, ooohhh, uçur beniii!” diye inliyordu. O kadar ıslanmıştı ki amı, dilim yapış yapış olmuştu. Bacaklarını sırtıma vuruyordu bilinçsizce. Sonra yavaş yavaş kasılmaları azaldı, sakinleşti. Orgazm olmuştu. Dilimi yeniden amının içinde gezdirdiğimde, “Aaayyyy, yapmaaa, ohhhh, hiç böyle olmadımmm, sen Simge’den daha iyi yapıyorsun!” diye inliyordu.

Sonra beni üzerine çekip kollarını boynuma doladı. Yarağım boxerin üst kısmından çıkmış, Tülin’in göbeğine doğru uzanmıştı. Tülin, “Aramızda artık en küçük bir sır kalmadı yakışıklı babam benim, birbirimizi tam anlamıyla gördük dimi?” diye gülüyor, yanaklarımı dudaklarımı nereme rastlarsa oramı öpüyor, amını da sikime doğru bastırmayı ihmal etmiyordu. Elini boxerime uzatıp çıkarmaya çalışırken, “İçime girmeni istiyorum baba!” diyordu. “Tülin kızım, belki halen bakiresin, bakireliğine dokunamam, buna hakkım yok!” dedim. Tülin de, “Sen babamsın, herşeye hakkın var! Babamsın, erkeğim de olmanı istiyorum!” diyerek boxerimi çıkarmayı başarmıştı. Elini uzatıp yarağımı tuttu ve “İşte bunu istiyorum amıma bennn!” dedi. “Tülin yavrum, bakire olup olmadığından emin değilsin, onun için yapmak istemiyorum!” dedim. Tülin doğrulup iki eliyle tuttuğu yarağımı ağzına aldı. Büyük bir iştahla emiyordu. Yarağım çok sertleşmişti…

Yarağımı bir süre yalayıp emdikten sonra durdu ve “O zaman arkamdan girrr! Hadi aşkkıımmm, götümü sik!” dedi. Ben de, “Bak işte o olur!” deyince, sevinçle yataktan kalkıp koşarak odasına gitti. Döndüğünde elinde Bebe yağı vardı. Yatağa oturdu, göğsümden iterek beni sırt üstü yatırdı. Büyük bir dikkatle yarağımın her tarafını yağladı. Taşaklarıma kadar her yerim yağ olmuştu. Sonra Bebe yağını etajerin üzerine koyup yanıma yüz üstü uzandı ve “Hadi gir arkama, sik götümü!” dedi. Ensesinden başlayarak aşağılara doğru öpmeye, yalamaya başlamıştım. Düzgün, pürüzsüz sırtı, incecik beli, çıkık götü ile bir Tanrıça gibiydi. Dakikalarca öpüp yaladım Tülin’i.

Götüne geldiğimde inliyordu. Götünü hafifçe kaldırıp dudaklarımı götünün yanaklarının arasına gömdüğümde kendisini bana doğru bastırmıştı. Dilimle götünün o küçük deliğini yalamaya başladım. Sonra parmağımı yavaşça içeri sokmaya çalıştım, ama götü öyle sıkıydı ki girmiyordu. Parmağımı ağzımda ıslatıp deliğe dayadım ve hafifçe bastırdım. İrkilir gibi oldu, zorlanıyordu. Bebe yağını alıp orta ve işaret parmağımı yağladım, sonra deliğe bastırdığımda ilk boğuma kadar girivermişti. “Oohhh babacığım harika, devam ett, devam ett!” diye inliyordu. Parmaklarımı biraz daha soktum, sonra biraz daha. Sonra tamamı girmişti iki parmağımın. Bir parmağımı daha soktuğumda, canı biraz yanar gibi olmasına rağmen devam etmemi istiyordu…

Parmaklarımı götünde ileri geri oynatırken, o da götünü bana doğru itip parmaklarımı içine almaya çalışıyordu. Sırtını ensesini öperek parmaklarımı götüne sokup çıkarıyordum. Birden dönerek sırt üstü yatıp, beni üstüne çekti. Yarağımı tutup götünün deliğine dayadı. Aşağı yukarı oynattıktan sonra belime doladığı bacaklarını kendine doğru çekerek, “Hadi aşkım şimdi!” dedi. Hafifçe bastırdığımda yarağımın başı kertiğine kadar götünün içine girivermişti. “Aahhh çok acıdııııı!” diyerek dudaklarını ısırıyordu. Durdum ve “Canım kızım, çıkarayım mı?” diye sordum. “Hayıırrrrr, hayııırrr çıkarma baba, içimde kal ne olur, geçer şimdi!” dedi. Bir süre daha bekledim, sonra yeniden yüklendim. Santim santim giriyordum götüne. “Kendini gevşek bırak canım kızım, gevşe biraz, gevşe!” dedim. Kollarını sıkı sıkı sarmıştı boynuma. Dudaklarını ağzıma aldım, ne olacaksa olmalıydı artık, sıkıca kavrayıp basıverdim. Tülin’den ne dediği anlaşılmayan bir inleme çıktı. Tamamını sokmuştum artık, 21 cm lik koca yarak taşaklara kadar Tülin’in götüne saplanmıştı…

Dudaklarımı ısırıyordu. Acı çekiyordu. Uzun süre kasılmaları geçmedi. Neden sonra gevşemeye başladı ve hareketsiz kaldı altımda. Bacakları halen belimin üzerindeydi. Ben hiç hareket etmiyordum. Acısı biraz hafiflediğinde, “Ölüyorum sandım bir an, bu nasıl bir şey, adeta bağırsaklarıma sopa girmiş gibi, içimi doldurdun!” dedi. “Tülin canım, tamam, geçti, şimdi ağır ağır çıkacağım içinden!” dedim. “Hayıırrrr, hayııırrr, sakın çıkma, böyle kal aşkımm!” dedi. “Ama canın çok yandı kızım!” dedim. “Evett, hemde çookk, ama şimdi böyle iyi!” dedi. Kendimi 2 cm kadar geri çekip yeniden bastırdığımda, kısa bir ‘Aahhh!’ geldi. “Halen acıyor mu yavrum?” dedim. “Pek sayılmaz babacığım, ne olur devam et, acısa da çok zevkli!” dedi. Biraz daha çekip bir daha bastırdım. Bu sefer, “Ohhhhh babacığım, harika buu!” dedi. Yarıya kadar çekip bu kez daha sertçe bastırdım yarağımı. “Ohhh, sevgilim, aşkıımm, babammm, şimdi sen bana ne yapıyorsun?” diyerek bacaklarını sıkıca sarmıştı belime, kendine çekiyordu beni. “Sence ne yapıyorum kızım? Bilmiyor musun?” dedim. “Biliyorum, ama sen söyle bana, senden duymak istiyorum!” dedi. “Seni sikiyorum yavrum benim, seni sikiyorum canım kızım!” dedim. “Ooohhhhh, neremden sikiyorsun erkeğimm, söyle neremden sikiyorsunn?” dedi. “Götünden sikiyorum kızım, bebeğimmm benim!” dedim. “Sik babam, sik, sok köküne kadar yarağını götüme, artık o senin, her yerim senin, canımı yak, parçala her tarafımı, ohhhh!” diye inliyordu Tülin.

Sımsıkı sarılmıştı bana kolları ve bacaklarıyla. Dudaklarımı kemiriyordu. Tüylerimin diken diken olduğunu hissetmişti, “Yarağın nabız gibi atıyor içimde erkeğimm, biliyorum patlayacaksın, hadi patla, hadii içime dol, akıt döllerini, hadiiii!” dedi. “Kızımmm, canııımmm, ooohhhh, Tülinimmm geliyoruumm!” dedim. Tülin de, “Bana karım de, kızım de, ne dersen de, sik beni, sok bana, hadiii patlat içimde, tohumlarını saç götüme!” diye inleyince, oluk oluk boşalmaya başlamıştım. Götünün kaslarını sıkıp sıkıp adeta sağıyordu yarağımı. “Erkeğimmm, sevgiliiimmm, doldur içimii, doldur götümü kocaaammm!” diyerek. İlk kez kocam diyordu bana. Ne kadar zaman geçti farkında değildim, üzerine yığılıp kalmıştım. Saçlarımı okşuyordu, boynumu öpüyor, derin derin soluyordu. Yarağım halen götündeydi, sertliği pek kaybolmamıştı. “Yoruldun mu kocacığım?” dedi. “Yavrum bana böyle deme lütfen, utanıyorum!” dedim. “Utanacak ne var ki baba, bak ben utanıyor muyum? Hem, götümden de olsa siktin beni, kocam sayılırsın artık!” dedi. “Yavrum, götüne girdim ama kocan olmak başka bir şey!” dedim. “Nasıl başka şey? Haaa, biliyorum! Ama ben kocam olmanı istiyorum artık, babam olmandan daha çok istiyorum bunu ve mutlaka karın olacağım, mutlaka!” dedi.

“Yavrum, canım benim, ama ileride bu duyguların değişir, o zaman pişman olursun!” dedim. “Seninle yaşadığım, yaşayacağım hiçbir şeye asla pişman olmayacağım baba, daha yeni başlıyorum erkeğimmm!” diyerek götünü yarağıma doğru basıyor, ileri geri oynatıyordu. Aslında amını götünün içindeki yarağımın üst kısmına sürtüyordu. Sanırım canının yanmasından sonra uyarılmıştı, memelerinin uçları fındık gibi olmuştu. Duaklarımı dudaklarının arasına almış, dilini yeniden ağzıma vermişti. Hafif hafif basıyordum. Götünü sağa sola sallıyor, götündeki yarağımı daha net hissetmeye çalışıyordu. “Hayrola kızım? Yine azdın sanırım?” dedim. “Ooohhh evet erkeğimm, içimde sertleşiyorsun yine, ooohhhh, hadi sok bana yeniden noluurr!” diye yalvarmaya başladı. Ben de yarağımı götünden çıkarmadan birden sırt üstü dönüp, kollarımın arasındaki bedenini üzerime aldım. Üzerimde oturur duruma geldi. Hafifçe kalkıp götüne saplanmış yarağıma baktı, kırmızı gece lambasının ışığında adeta sopa gibi saplanmış duruyordu yarağım. Tekrar oturdu üstüne, arkaya doğru yaslandı, parmağını uzatıp klitorisini okşamaya başladı…

Bu arada yarağımın üzerinde götünü ileri geri oynatıyordu. Başını geriye atmış, gözlerini kapamıştı. Solukları hızlanmıştı. “Murat, kocammm, aşkkkııımmm, babamm, hadiiiii, hadiiiii sok karınaaa, oohhh haddii!” diyerek oturup kalkıyordu. Elimi amına uzatıp, orta parmağımla oldukça ıslanmış amının dudaklarını aralayıp klitorisine ulaştım. Bu arada yarağım yine kütük gibi olmuş, götüne girip çıkıyordu. Klitorisiyle oynarken, “Ooohhh, geliiiiyoooor, aşşkkıımmm, geliyooor, sik beniii, sokk götüme, ooohhh, ayyy!” diye inleyerek yarağımın üstünde hızlı hızlı hopluyordu. Dayanacak halim kalmamıştı, belinden sıkı sıkı kavrayıp bütün gücümle belimi kaldırarak yarağımı götünün derinliklerine dayadım. Tülin, “Siikkk götümmüüüü, sookk banaaa babammm, erkeğğiimmm, aaayyy!” diye bağırırken ben yine boşalıyordum. Bu defaki çok daha şiddetliydi. Kalbim sıkışıyordu. Tülin ise kasılıp kalmıştı, götünü bütün gücüyle yarağıma bastırmış, öylece kalmıştı. Üzerime uzandığında nefes nefeseydi. Sonraları sakinledi ve hareketsiz kaldı…

“Tülin? Kızım? İyi misin?” dediğimde sesi çıkmıyordu. Sadece derin derin soluyordu. Sanırım çok yorulmuş, sonunda uyuyakalmıştı. Yarağım halen götündeydi. Yavaşça üzerimden yanıma aldım. Götünden çıkmıştım ama yarağım halen sertliğini koruyordu. Tülin’i kolumun üstüne yatırıp, sol yanına döndürdüğümde götü yarağımdaydı. (Karımla da uyurken 66 pozisyonunda, yani kaşık pozisyonunda, yarağımı arkadan bacak arasına sokup amına değdirerek uyumayı severdim). Sağ bacağını hafif kaldırdım, yarağımı amının dudaklarına değecek şekilde bacak arasına soktum ve arkasından sarıldım. Tülin uyku sersemliğiyle götünü oynatarak amının dudaklarını yarağıma sürtmeye başladı. Güya ben o pozisyonda uyuyacaktım, ama Tülin’in uykusunda yarağıma yaptığı fırça badana sayesinde amının suları akmaya ve yarağımı kayganlaştırmaya başlayınca, aldığım müthiş zevkten, ben de yarağımı hafif hafif oynatmaya ve ileri geri yapmaya başladım…

Tülin’in amı vıcık vıcık sulanmıştı ve yarağımın başı arada sırada rotayı şaşırıp amının deliğine denk geliyordu. Amına sokmamak için kendimi zor zaptediyordum. Yine amının deliğine denk geldiğinde Tülin aniden uyandı ve “Evet orası! Lütfen baba, gir oraya! Amımı sik!” diye yalvarmaya ve amını yarağıma bastırmaya başladı. O saniye artık hiçbir şeyi düşünecek durumda değildim, şeytana yenildim ve Tülin’in suları akan tazecik amına yavaş yavaş girmeye başladım. Girdiğim her santimde, “Ohhhh babam benim, sik beni, sik amımı!” diye inliyordu. Birkaç dakika sonra artık yarağımın tamamı o tazecik amındaydı. Sıcacık ve daracık amı yarağımı kavuruyordu resmen. Biraz içinde bekletip pompalamaya başladım. Daha sonra onu sırt üstü çevirip, bacaklarını omuzuma attım ve amına girip çıkmaya başladım. Bir süre sonra ikimiz birden bağırarak boşaldık. Yarağım amında, Tülin altımda iki büklüm inlerken amından döllerim dışarı akıyordu. Bir süre öpüşüp, birbirimize sarıldık, uyuduk 🙂

Yengemin Etli Amcığı | Resimli Sex Hikaye, Porno Hikaye, Erotik Hikayeler

Kapıyı yengem açtı. Elimdekileri mutfağa bırakmak için içeri geçtim. Bana, “Sana da böyle zahmet oluyor, sürekli bir şeyler getiriyorsun!” dedi. “Ne zahmeti!” dedim. Bana, çay yaptığını, beraber içmemizi teklif etti. “Olur!” dedim. Kızları evde yoktu. Banyoya geçip elimi yıkamak istedim. Ellerimi yıkarken kenarda duran kirli sepetinin kapağının altından bir şeyin sarktığını gördüm. Merak ettim. Kapağı kaldırınca kirli çamaşırların üzerinde, yengemin krem renkli sutyenini gördüm. Koca memeleri için bunu giyiyordu demek ki. Sutyeni burnuma götürüp kokladım. Memelerinin ucu sutyende iz yapmıştı ve belli oluyordu. Sutyenin altında kırmızı renkli, kenarları dantelli bir külot vardı. Bunu da elime aldım. Kokladım. Ter, sabun, sidik ve am kokuları birbirine karışmıştı. Külotun üzerinde birkaç kıl vardı. Bunlar yengemin amının kıllarıydı sanırım.

Bu minik külot yengemin koca götünün anca yarısını kapatırdı. Benim kapalı, türbanlı yengemin böyle dantelli, işlemeli külotlar, sutyenler giydiğini bilmiyordum. Yarağımı çıkardım ve külotunu sikime sürtmeye başladım. Sutyeni de ağzıma götürmüş, meme ucunun izini yalıyor, öpüyordum. İnanılmaz zevk alıyordum o sırada. Kısa bir süre sonra boşalacağımı anladım ve kendime engel olmaya çalıştım, ama nafile. Büyük bir hışımla yengemin külotuna boşalmıştım. Artık yapacak bir şey yoktu. Yarağımdaki tüm dölleri külotuyla sildim. Şimdi bu minik kırmızı külot benim yapış yapış döllerimle kaplanmıştı. Açıkçası ne yapacağımı bilemedim, ama yapacak da bir şey yoktu. Sonuçta yengem benim karım olacaktı ve beni anlayacağını sanıyordum. Hem belki çamaşırları makineye atacağı için fark etmeyeceğini düşündüm. Külot ve sutyeni tekrar sepete attım.

Odaya geçtim. Yengem mutfaktan demliklerle beraber geldi. Sehpanın üzerinde bardaklar ve bir tabak bisküvi vardı. Demlikleri yere koydu. Bardakları sıcak suyla çalkalayıp çayları doldururken tam önümde eğilmişti. Arkasında belli olan koca götünden gözlerimi alamıyordum. İçeriye girdiğim vakit üzerindeki uzun kollu ince kazağını çıkarmıştı. Gömleğinin üst düğmelerini kapatmamıştı ve başındaki türbanı ile gömleği arasından pamuk gibi beyaz koynu görünüyordu. Eğildiği zaman memelerinin çatalı belli oluyordu. Üzerinde uzun ve bol bir eteği vardı, gömlek üzerine dar geliyordu. Memeleri dar gömleğin altından dışarı fırlayacakmış gibiydi. Çayları doldurduktan sonra havadan sudan konuşmaya başladık. Birbirimize henüz isimlerimizle hitap etmiyor sadece ‘Sen’ diyorduk. Yengem bana karşı çekingen ve saygılı davranıyordu.

Bu olaydan kısa süre sonra bir akşam evde aile içinde küçük bir tören yaptık. Nikâhımız kıyıldı. Daha sonra kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oturduk. Kadınlar alt kata yengemin dairesine indiler. Daha önce orada kiracımız vardı, ama ben yengemle evleneceğim için kıracıyı çıkardık. Evde tadilat yapıp, yeni eşyalar aldık. Bundan sonra alt katta yengemle beraber oturacaktık. Gecekondudan çıkarmıştık onu.

İlerleyen saatlerde misafirler gidince, babam, “Hadi oğlum, aşağı in, bekletme karını!” dedi. Sonra da adet yerini bulsun diye sırtıma bir yumruk indirdi. Annem ve yengemin kızları da o sırada yukarı gelmişlerdi. Annem de babam gibi, “Hadi oğlum, bekletme karını!” dedi, sonra da kulağıma, “İyi dölle şu karıyı da, ailemize bir erkek torun versin!” dedi. Bunu duyunca istemeden sikimin sertleştiğini hissettim. Evet, birazdan yengemi sikip dölleyecektim. O esnada yengemin büyük kızı Özge bana bakıyordu sürekli. Birazdan annesini sikecektim. Özge’nin dudaklarını ısırdığını gördüm. İtiraf etmeliyim ki, annesinin yerine onu sikmek isterdim. Özge dolgun hatlı, orta boylu, güzel bir kızdı. Giydiği mavi elbisesinin altında büyük ve dik memeleri belli oluyordu.

Aşağı indim, yengem oturma odasında oturuyordu. Mor elbisesi vücudunu sarmıştı ve hatlarını belli ediyordu. Başında da yine mor renkli parlak türbanı vardı. Beni görünce biraz heyecanlandı. Yanına oturdum. Eline geçen akşam kına yakmışlardı. Bana değil yere bakıyordu. Ona, “Sen bana amcaoğlunun emanetisin! Bunu nasıl kabul ettiğimi ben de bilmiyorum!” deyince, bana bakmadan, “Töremiz böyle!” dedi. O her şeyi baştan kabul etmişti. Ben sessiz kaldım. Ardından elini tuttum, ayağa kalktım ve onu da kaldırıp içeriye, yatak odasına götürdüm.

Çok heyecanlandı, ellerinin titrediğini hissediyordum. Odaya girince kapıyı kapadım. Bana, “Ben hazırlanayım, istersen sen dışarı çık!” dedi. Onu kırmak istemedim. Dışarı çıktım. Beş dakika kadar sonra kapıyı tıklatıp, “İçeri geleyim mi?” diye sordum. “Evet!” dediğini duyunca yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Işığı söndürmüştü ve içerisi karanlıktı. Kalın kadife perdeler nedeniyle sokak lambasının ışığı içeriye vurmuyordu. Bunun üzerine kapıyı açıp içerdeki banyonun lambasını yaktım. Şimdi içeriye loş bir ışık vuruyordu. Üzerimdekileri tek tek çıkardım ve tamamen çıplak kaldım. Yorganı kaldırıp yatağa girdim.

Kolum yengemin vücuduna değince irkildi. Üzerine gecelik giymişti. Yavaşça yan döndüm ve onu yanaklarından öpmeye başladım. Ellerimi de vücudunda gezdiriyordum. Elimi geceliğinin içinden sokup kalçalarını avuçladım. Etli kalçalarına dokunan elim onu biraz ürpertti sanırım. Kalçaları pürüzsüzdü. Bakımlı bir kadın olduğu belliydi. Geceliğinin içine külot giymemişti. Elimle götünü okşamaya başladım. Göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum. Elimi amına atınca, “Iıhh!” diye bir ses çıkardı. Amını okşamaya başladım. Amı tertemiz ve kılsızdı. Ona, “Ağda mı yaptın?” diye sorunca, “Bu sabah temizledim!” dedi.


Am dudakları etli ve büyüktü. Onları parmak uçlarımla sıkıyordum. Amının içine orta parmağımı sokup çıkarmaya başladım. Yengem hiç tepki vermiyordu. Ama amının sulandığını anladım. Amının içindeki parmağım ve elim su içinde kalmıştı. Diğer elimi de geceliğinin yakasından içeri soktum ve sutyensiz memelerini avuçlayıp sıkmaya başladım. Geceliğinin yakasını aşağı sıyırarak memelerini çıkardım. Memeleri büyük ve dolgundu, ama çocuk doğurduğundan, bir de yaşından dolayı sarkmışlardı. Meme uçlarını sıkıyor, dudaklarımla emiyordum. Ben küçük küçük ısırıklar atarken, yengemin hafif hafif inlediğini duyuyordum. Artık dayanacak halim kalmamıştı, “Bacaklarını aç!” dedim sessizce. Yengem belini havaya kaldırıp geceliğini yukarı sıyırdı. Ben de doğrulup açık bacaklarının arasında yerimi aldım. Yorganı üzerimden atınca, altımda geceliği beline kadar sıyrılmış ve bacakları iki yana açık yengemi gördüm.

Yarağıma bakıyordu o esnada. Yarağım kazık gibi olmuş ve havaya doğru tüm haşmetiyle kalkmıştı. Dizlerimin üzerinde eğildim. Derken yarağımın kafası yavaş yavaş amından içeri doğru girmeye başlamıştı. Bu sırada yengemden,“Iığğh!” diye hafif bir inleme geldi. Yarağım amına girdikten sonra, önce yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladım. Ayaklarımla yataktan destek almış, onu misyoner pozisyonunda sikiyordum. Yengemden hiç ses çıkmıyor, kollarını iki yanına uzatmış öylece yatıyordu altımda. Yüzünü, yanaklarını, dudaklarını öpüyordum. Saçlarından hafif bir parfüm kokusu geliyordu. Memelerini emiyor, uçlarını hafif hafif ısırıyordum.

Daha sonra hızlanmaya ve daha çok sokmaya başladım. Yengemin üzerinde gidip gelip, zevkten iniltiler çıkarırken, o sadece altımda yatıyordu. Karyola gıcırdamaya başlamıştı. Karyolayı nikâhtan önce beğenip almıştım. Pirinçten yapılma güzel bir karyolaydı. Amı amcaoğlu tarafından yıllardır sikildiği için ve çocuk doğurduğundan genişlemişti. İçine girip çıkarken zorlanmıyordum. Amının içi kaygan ve sıcaktı.

Yengemin sessiz kalması beni daha da azdırmış ve sinirlendirmişti. Acaba yarağım ona küçük mü gelmişti? Zevk almıyor muydu? Kafamda bu türlü sorular varken daha da hızlanmıştım ve şimdi karyola gacır gucur sesler çıkarıyordu. Amından çıktım. Onu belinden tutup biraz daha geriye kaydırdım. Bacaklarını kaldırıp havaya dikince amı belirdi. Elimle yarağımı amına hizaladım ve yavaş yavaş tekrar içine girdim. İki yana açtığım bacaklarını omzuma koydum ve bu şekilde daha şiddetle sikmeye başladım. Yarak darbelerimle vücudu altımda sallanıyordu. Yengemden yavaş yavaş “Aah, aah!” diye sesler gelmeye başlamıştı. Yatağın çıkardığı sesler daha şiddetliydi bu sefer. Yukarıda annemle babamın yatak odası vardı. Onların yataktan çıkan sesleri duyuyor olabileceklerini düşündüm.

Bu kez bacaklarını tekrar ayırdım ve “Bacaklarını iyice ayır, tut onları!” dedim. Yengem dediğimi yaparak bacaklarını iki yana iyice açtı ve alttan kalçalarını tuttu. Yatak başından tutarak güç aldım ve var gücümle öne doğru bastırınca, yarağımın taşaklarıma kadar amına girdiğini sezdim. Yengemden çığlık atar gibi, “Ahh!” sesleri gelmeye başlamıştı. Yatak başından aldığım güçle hayvan gibi sikiyordum onu. Memeleri sağa sola, ileri geri sallanıp duruyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Her seferinde daha büyük bir güçle amına soktukça, “Nasıl? Böyle iyi mi? Ha? Söyle bana, kocan hiç sikti mi seni böyle? Hadi söyle!” deyip duruyordum. Yengemden ise sadece şiddetli, “Ahh!” sesleri geliyordu.

Odanın içi, yatağın gıcırdaması, yengemin, ‘Aah aah’ sesleri, taşaklarımın kasıklarına çarptıkça çıkan ‘Şlap şlap’ sesleri ile dolmuştu. Boşalmaya niyetim yoktu. Onu hayvan gibi sikerken altımda iki büklüm olmuştu. Amından çıktım ve birşey demesine fırsat vermeden yüz üstü çevirdim. Dizlerinin üzerinde doğrulmasını istedim. Elleriyle yatak başından tutarak destek aldı ve dizlerinin üzerinde domaldı. Arkasında yerimi aldım.


Göt yanaklarını iki yana iyice açınca oldukça kıllı ve bir çukur gibi duran göt deliği belirdi. Başparmağımla deliğine bastırdım. Parmağım vıcık vıcık ter içinde kaldı. Sert kılları hissetmiştim. Başını ve belini iyice eğmesini söyledim. Bacaklarını ayırdım. Yarağımı tekrar amına soktum. Belinden sıkıca tuttum ve gittikçe hızlanmaya başladım. Yengem yine, “Ahh, ahh!” sesleri çıkarmaya başlamış, yatak da az önceki gibi sallanmaya ve gıcırdamaya başlamıştı. Kalçalarına çarpan kasıklarımdan çıkan sesler odanın içinde yankılanıyordu.

Yengem yatak başından sıkıca tutmuş acı içinde inlerken, ben boşalacağımı anladım. Daha hızlı ve daha sert sikmeye başladım. Yengem aldığı yarak darbeleriyle, “Imm, ahh, ohhh, ığhh!” diye inlerken elimi saçına attım ve uzun saçlarını elime doladım. Bir elimle belini tutmuş, diğeriyle saçına sıkıca asılmıştım şimdi. Boşalmama birkaç saniye kalmışken daha hızlı ve daha sert pompalamaya başladım. Ve sonunda zevk dalgası tüm vücudumu sardı. Elektrik çarpmış gibi oldum. Tüm döllerimi amına akıttım. İnanılmaz bir zevk almıştım. Daha önce hep para karşılığı kadınlarla beraber olmuştum. Kısa süre içinde kadını sikip boşalıyordum. Ama şimdi benim bir karım vardı ve onu nasıl istersem sikebiliyordum. Bir süre daha amına sokup çıkarmaya devam ettim. Yatağın gıcırdamaları azaldı. Derken yavaş yavaş amından çıktım. Odadan çıkıp banyoya geçtim…

Yarağımın üzerinin döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Tuvalet kâğıdı ile yarağımı iyice sildim. İçeri geçtim ve ışığı yaktım. Yengem yatağın kenarında oturuyordu. Dağılmış bir haldeydi. Ter içinde kalmış, saçları dağılmıştı. Geceliğinin açık yakasından memelerinin üst kısmı, altında toplanmış geceliğinin kenarından beyaz kalçaları görünüyordu. Hiçbir şey demeden yere bakıyordu. Yanına gittim. Yarağımın kalkıklığı henüz geçmemiş, ona doğru uzanıyordu. Yengem o esnada yarağımı görünce elini ağzına götürdü. Ona, “Bak sevgilim, az önce bu yarağı yedin!” dedim. Yarağım damarlarının içine dolan kanla kıpkırmızı bir haldeydi. Elini tutup yarağıma değdirdim. Çekmek istedi ama engel oldum, “Tut onu, korkma!” dedim. Elimi çekince yengem küçük elleriyle yarağımı okşamaya başladı. Ona, “Zevk aldın mı bebeğim?” diye sorunca sessiz kaldı. Tekrar sorunca kızarmış bir yüzle bana bakıp, başını ‘Evet’ anlamında salladı. O anda dünyalar benim olmuştu.

Bir süre bu şekilde okşayınca yarağım yine sertleşmeye ve kalkmaya başlamıştı. Onu elinden tutup kaldırdım ve içeriye salona götürdüm. Yatak odası ve banyonun ışığı salona vuruyordu. Ortadaki masaya domalttım. Elleriyle masanın kenarlarından sıkıca tutuyordu. Bacaklarını açmasını söyledim. Ardından götünün yanaklarını iyice ayırınca alttan beliren amına yavaş yavaş girdim. Gittikçe hızlanmaya ve daha sert abanmaya başladım. Masa az önce yatağın çıkardığına benzer sesler çıkarmaya başladı. Masanın üzeri henüz toplanmamıştı. Üzerinde kadınlardan arta kalan bardaklar, tabaklar, çatal ve kaşıklar vardı. Masanın ayaklarından gelen gıcırdama sesleriyle birlikte tabak çatalların birbirine değerken çıkardığı sesler de geliyordu şimdi.

Göt yanakları kasık darbelerimle birlikte şiddetle yaylanıyor, terli vücutlarımızdan gelen ‘Şlap şlap’ sesleri odayı dolduruyordu. Masanın karşısındaki duvarda büyük bir ayna vardı ve kendimizi görebiliyorduk. Yüzünden zevk aldığı belli oluyordu. Gözlerini kapatmış bir halde kısık sesle inliyor, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Büyük memeleri deli gibi sallanıyordu sürekli. Aynadaki görüntü beni daha da azdırmıştı ve hızlandıkça hızlandım. Abandıkça abandım. Masanın üstündeki tabak çanaklar birbirine vuruyor, titrerken sesler çıkarıyordu. Derken kenarda duran bir tabakla içindeki bardağın çıplak parke zemine düşüp kırılma sesi geldi. Ama ben aynı şekilde onu sikmeye devam ediyordum. Yengem bir ara paniğe kapılır gibi oldu. Ama daha sonra az önceki gibi yüksek sesle, “Ahh, ahh!” diye sesler çıkarmaya başlamış, kendini yarağıma doğru gerisin geri iter olmuştu. Götünü sağa sola oynatarak yarağıma bastırıyordu. Yarağım taşaklarıma kadar amındaydı yine. Aldığım zevki tarif edemiyorum. Birkaç dakika bu şekilde devam ettik. Boşalacağımı anlayınca aniden amından çıktım. Hemen boşalmak istemiyordum çünkü.

Yengem aniden amından çıktığım için şaşırmış gibiydi. Onu köşedeki tekli koltuğa oturttum ve götünü iyice havaya dikecek şekilde bacaklarını iki yana açmasını söyledim. Koltuğun üzerinde iki büklüm oldu, dediğim gibi yapınca götü havaya dikildi ve amı iyice belli oldu ve ortaya çıktı. Şimdi banyonun ışığı tam üzerimize geliyordu. Yengemin etli am dudaklarının arasındaki sulu deliğine yarağımı tek hamlede soktum. Amının içi sıcacıktı ve iyice ıslandığı için girip çıkarken zorlanmıyordum.

Ayaklarımı geriye attım ve koltuğun kenarlarından tutarak şınav çeker gibi yengemin amına girip çıkmaya başladım. Bu pozisyonda ağır ağır hareket ediyor, yarağımı amının en derinlerine kadar sokuyor ve çıkarıyordum. Üzerinde eğilip kalkıyor, eğildiğim zaman yarağım amının derinliklerine girerken, dudaklarını öpüyor, emiyordum. Yengem, “Imm, ığhh!” diyerek inliyor, gözleri kapalı halde dudaklarını emiyordu. Yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Koltuk, yengemin ağırlığı ve benim abanmalarım nedeniyle yerinde oynamaya başlamıştı. Parke zeminin üzerinde takır tukur sallandıkça evin içinde yankılanıyordu sesler.

Kısa bir süre için amından çıktım ve dizlerimi iyice bükerek yarağımı tekrar amına soktum. Bu şekilde daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Yengem koltuğun üzerinde iki büklüm, bacaklarını havaya dikmiş haldeydi. Koltuğun kenarlarından sıkıca tutan kollarıma tutundu ve bacaklarını omzuma koydu. Yorulduğu belliydi. Ben daha hızlı ve daha güçlü şekilde sikerken sürekli, “Ahh, ımm, ohh, ahh!” diye diye söyleniyor, omzuma koyduğu bacakları yaylanıp sallanıyordu. Bu pozisyonda koltuğun çıkardığı sesler de çoğalmış, koltuk geriye doğru hareket etmeye başlamıştı. Koltuğun ayakları zemine şiddetle çarptıkça çıkan seslere yengemin inlemeleri ve kasıklarımın kalçalarına çarptıkça çıkan sesler karışıyordu.

Sonunda tüm gücüm tükenmişti, vücudumu yine elektrik çarpmış gibi oldu ve döllerimi amına akıttım. Bir süre daha amında gidip geldim. Yarağımı çıkarınca üzerinin ilk seferdeki gibi döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Döllerim amından kasıklarına ve koltuğa akıyordu. Onu tutarak ayağa kaldırdım. Beli tutulmuş gibiydi ve, “Aay, ahh!” diyerek belini tutuyordu. Onu koltuğa oturttum. Daha sonra banyoya girdim ve duşu açtım. Sıcak suyun gelmesini beklerden içeri geçip yengemi elinden tutarak kaldırdım, “Hadi birtanem, gel yıkanalım!” dedim. Birlikte banyoya girdik. Sıcak su bizi kendimize getirmişti. Karı koca birbirimizi güzelce yıkadık.

Banyodan sonra kurulandık ve beraber yatağa girdik. Yengem geceliğini, ben de külotumu giymiştim. Ona, “Zevk aldın mı?” diye sorunca çok utandı. Üsteleyince, “Evet!” dedi. Sonra o da bana, “Sen aldın mı?” diye sordu. “Hem de çok!” dedim, onu alnından öptüm. Birbirimize sarıldık. O sırada yengem, “Birşey soracağım, ama doğru cevap ver!” dedi. “Ne soracaksın, sor!” dedim. Benden sürekli gerçeği söylemem için söz vermemi istiyordu. Sonunda, “Tamam, söz, hadi sor!” dedim. Bana, “O akşam geldiğinde banyoda külotuma boşalmışsın…” dedi. Bunu söylerken kıkır kıkır gülüyordu. Ben bunu unutmuştum, “Çok mu utandın?” diye sordum. “Yoo, niye utanayım ki? Sen benim kocamsın sonuçta! Beni çok mu istemiştin o akşam?” dedi. “Evet, niye sordun şimdi bunu?” dedim. Yüzünde gülümseme vardı, “Biliyormusun, ben de seni çok istemiştim!” dedi. Birbirimize sarıldık ve uyuduk.