Sex Hikayeleri – Baldız Ve Arkadışına Sapladım

Selam Kaymak Gibi Sikilen Amlar sitesinin takipçileri. İsmim Adnan, 29 yaşındayım, 3 yıllık evliyim ve eşimle gayet güzel bir cinsel yaşantımız var. Eşimle evlendiğimizde baldızım Pelin 16 yaşında, minyon, çıtı pıtı, göğüsleri ve kalçası varla yok arası, 45 kilo, 1.50 boylarında, tam benim istediğim gibi kızdı. Nişanlılık döneminde bize çok yardımcı olmuştu, evden çıkarken yanımıza Pelini vermeden dışarı göndermiyorlardı. Biz de Pelini biryerlere bırakıp, arkadaşımın evine gidiyor, eşimle işimiz bitince, baldızı bıraktığımız yerden alıp evlerine bırakıyordum. Anlayacağınız evlenmeden önce eşimle işi bitirmiştik, yani sikişmiştik. Ama bir aksilik çıkarmasın diye bunu Pelinden gizliyorduk. O sadece öpüştüğümüzü falan sanıyordu, çünkü ablası ona öyle anlatıyordu.

İnsan oğlunun tabiatından olsa gerek, ben de, baldızına ilgi duyan birçok enişte gibi, baldızım Peline ilgi duyuyor ve arzuluyordum. Bana göre gerçekten baldız baldan tatlıydı ve ona da sahip olmak istiyordum. Eşimle sevişirken ve sikişirken hep baldızımı hayal ediyordum, ama bana hep imkansız gibi, olmaz gibi geliyordu ve sadece hayallerimi süsleyerek kalacak gibi geliyordu. Hem nişanlılık döneminde hem evliliğimiz süresince baldızıma maddi manevi, her konuda destek olurdum. Durumum iyi olduğu için, neredeyse onun tüm parasal ihtiyacını ben karşılıyordum ve kendimce baldızıma ileriye dönük yatırım yapıyordum. Ben baldızımı baldız da beni çok severdi. Baldızımın utangaç bir yapısı vardı, bildiğim kadarıyla da bugüne kadar kimseyle çıkmadı. Eşimle evlendikten sonra, baldız haftasonları bizde kalır, baldız eşim ve ben beraber takılırdık. Baldızın bizde kaldığı geceler sikim herzaman kalkar, hırsımı eşimden çıkartır, eşimi sikerken baldızın sesimizi duymasını sağlardım, fakat bilmiyorum bunda da ne kadar etkili olurdum.

Günler ilerledikçe baldızımı sikmek bende saplantı haline gelmişti. 18 yaşına girmek üzereydi ve vücudu dahada güzelleşiyordu. Baldızsız bir gün geçiremez olmuştum, baldızın sesini duymadan, kendini görmeden yapamıyordum ve bu durum beni korkutuyordu. Emin olmadan yapacağım bir hareket ise telafisi olmayan bir sonla bitebilir ve eşimi kaybedebilirdim. Bu dönemde de internette sürekli Enişte Baldız itirafları, Baldızını siken Enişte Hikayeleri okumaya başlamıştım, oradan bir tüyo bulabilirmiyim, başkaları baldızlarını nasıl sikmiş veya sikiyor diye. Cuma akşamıydı, eşimle yemek yedik. Apartmanda yaşlı ve yalnız yaşayan bir teyze vardı, eşim, “Ben Nejla teyzeye bir bakayım, yemek falan götüreyim.” dedi ve evden çıktı. Ben de hemen Laptoptan yine Baldız hikayeleri okumaya koyuldum. Tam okurken kapı çaldı, ben eşimin geldiğini düşünerek Laptopun kapağını kapattım, Boxerimla kapıyı açtığımda eşim değil de baldızım Pelin karşımda duruyordu…

Tokalaşıp öpüşüp içeri aldım, ablasının komşuya gittiğini, salona geçmesini, üzerime eşofman giyip geleceğimi söyledim. İçeri geri döndüğümde baldızım Laptopumu açmış, okuduğum Baldız hikayesini görmüş ve “Enişte utanmıyorsun beni arzulamaya? Ben senin ilgini çekecek ne yaptım? Ben size hep gıptayla baktım, ablamla ikinizin çok mutlu olduğunuzu düşündüm!” dedi. Mahvolmuştum, utancımdan ve korkudan yerin dibine girdim, ne diyeceğimi bilemedim. Kendimi toparladım ve “Bak Pelin burada okuduklarımın senle alakası yok, ben seni hiç böyle görmedim! Ablan duyarsa yanlış anlar!” dedim olayı kapatmaya çalıştım. Pelin de, “Ablama söylemem, ama böyle birşey hissedersem bozuşuruz seninle!” dedi ve sustu. Zaten 10 dakika sonra da eşim geldi…

Baldız eşime birşey anlatmadı, fakat bu olaydan sonra benden uzaklaşmaya başladı. Benim evde olmadığım zamanlar gelip gidiyormuş, beni aramıyor sormuyordu, zaten bende de onu arayacak yüz kalmamıştı. Eşimin Pazar günü altın günü vardı ve o hafta annesinde olacaktı, “Adnan beni annemlere bırakırmısın, bu sıcakta otobüsle gitmeyeyim!” dedi, ben de götürdüm. Kaynanamlara vardık, ayıp olmasın diye kapıdan merhaba deyip çıkayım dedim. O sırada baldızımla kapıda karşılaştık. Baldızım, “Enişte geçerken beni de arkadaşıma bırakabilir misin, arkadaşımın doğumgünü var.” dedi. Eşim de, “Tabi bıraksın!” dedi. Arabaya bindik, hiç konuşmadan gidiyoruz Pelinle. Kaynanamlardan epey uzaklaşmıştık ki, baldızım, “Enişte, müsait bir yerde dur da konuşalım!” deyince şaşırmıştım. Arabayı uygun bir yere çektim, durdum…

Baldız, “Enişte o günden beri neden böyle hikayeler okuduğunu düşünmeden edemiyorum, ablam sana yetmiyor mu?” dedi. “Ablanla ilgili değil, boşver, nereye gideceksen bırakayım!” dedim. “Bir yere gitmeyecem, seninle buluşmak için uydurdum!” dedi. Daha da şaşırmıştım, “Nasıl yani?” dedim. “Bak enişte sana dürüst davranacağım, seni ve ablamı çok seviyorum, bugüne kadar senin bir yanlışını görmedim, ablamı da bildiğim kadarıyla hiç aldatmadın. O günden sonra ben de Enişte Baldız hikayeleri okumaya başladım. Ve anladım ki, seks fantazisi olan tüm erkekler baldızlarıyla sevişmek istiyorlar. Hatta okuduklarımda, kendisini eniştesine sunan baldızlar da var. Hem senin hem kendi merakımı gidermek için, seninle sadece bir kereliğine yüzeysel olarak, ileri gitmeden sevişeceğim! Sizin eve götür beni!” dedi. Duyduklarıma inanamadım, inanın eve nasıl gittiğimi bile hatırlamıyorum.

Eve kendimizi zor attık, direk yatak odasına geçtik. Baldızım, “Bak enişte tekrar söylüyorum, ileri gitmeyeceksin ve bunu sadece birkere yapacağız ve bu aramızda mezara kadar sır olarak kalacak! Tamam mı?” dedi. “Tamam!” dedim ve yavaşça öpüşmeye başladık. Baldız o kadar acemiydi ki, öpüşmeyi bilmediği her halinden belliydi. Baldızı ürkütmemem gerektiğini biliyordum ama heyacandan da ölüyordum. Baldızın da benden kalır yanı yoktu. 20 dakikaya yakın öpüştük. Baldızın yanakları ve dudakları kıp kırmızı olmuştu. Yavaşça yatağa uzatıp bacaklarının arasına girerek sikimin sertliğini hissetmesini sağladım. Baldızın Bodysini çıkartmaya çalıştığımda utandı, “Yapma enişte!” dedi. Ben de, “Bak Pelin senin istemediğin hiçbirşeyi yapmayacağım, sana söz veriyorum, sadece çıplak sevişeceğiz!” dedim. “Sözüne güveniyorum enişte!” diyerek kabul etti.

Sütyeniyle kaldığında, elma büyüklüğünde memelerini okşadım. Boynunu omuzlarını öptüm yaladım. Memelerini sütyenden çıkartıp dakikalarca yaladım, emdim. Göbeğinden sonra artık sıra amına gelmişti. Sadece baldız değil, ben de heyacandan ölecektim. Pantolonunu çıkarırken itiraz etmedi, küloduyla beraber çıkardım. Öpüşmemiz esnasında baldızın amı sulanmış, külotu su içinde kalmıştı, resmen işemiş gibiydi. Tazecik amı muhteşem birşeydi, tertemizdi ve misler gibi kokuyordu. Baldızın amını yavaş yavaş dillemeye ve yalamaya başladığımda, baldız saçlarımı tutuyor, “Yapma enişte!” diyordu. Ama heyecandan ikimiz de ölmüştük. Uzun bir süre amını ve Klitorisini yaladım emdim, dilimi kızlık zarına kadar sokmuştum amına. Çok küçük amı vardı ve baldızın amını yalarken ben de külotuma boşalmıştım. Baldız da uzun sürmeden kasılarak titreyerek ilk defa Orgazm oluyor ve saçlarımı daha sert çekiyor, canımı yakıyordu. “Nasıl aşkım?” dedim. “Harikaydı, ilk defa böyle oluyorum, çok zevk aldım!” dedi. “Sen de benimkini yalamak ister misin?” dedim. “Tamam!” dedi ve beni soymaya başladı. Çok heyacanlı olduğu her halinden belliydi, külotum kalana kadar soydu…

Ben yatağa uzandım ve baldız benim üzerime gelerek dudaklarımdan başladı, göbeğime kadar acemi bir şekilde beni yalıyor, benim içim gıdıklanıyordu. Yattığım yerden doğrularak, “Benimkini görme zamanın geldi!” dedim. Yavaşça Boxerimi indirdi. Yarağımı görünce baldızın yüzündeki ifadeyi görmeniz lazımdı, çok korktu, “Enişte bu ne böyle? Bu nasıl giriyor ablama? Nasıl alıyor bunu içine?” dedi. Aslında yarağım o kadarda büyük değil, ama kalın, kısa bir sopa gibi. İlk defa bir yarak gördüğü için korkmuştu. Az önce küloduma boşaldığım için banyoda yıkayıp geldim ve “Hadi aşkım yala yarağımı!” dedim. “Nasıl yapacam bilmiyorum ki?” dedi. Elini tuttum, yarağıma götürdüm ve sıvazlatmaya başlattım, “Tıpkı dondurma yalar gibi yalayacaksın!” dedim. Baldız acemice dilini yarağımın üzerinde gezdirmeye başladığında, ben de tarif edilemez duygular yaşıyordum. Ağzına almasını söylediğimde yüzü ekşidi, “Yapamam, çok büyük!” dedi. “Yaparsın! Ablan ağzına bunun tamamını alıyor!” dedim. Baldız istemeye istemeye ağzına verdim. Midesi kalkıyor, kusacak gibi oluyor, ben de üzerine fazla gidemiyordum. Ama aldığım zevkin tarifi yoktu. 5 dakika yalattıktan sonra ağzından çıkardım ve göğüslerine boşaldım…

O gün baldıza 69 pozisyonunu da öğrettim ve 2 defa da o şekilde birbirimizi boşalttık ve gayet mutlu bir şekilde, birbirimizden memmun kalarak orada noktaladık. O gün baldıza söz verdiğim için ileriye gitmedim ve bir daha bu konu hakkında hiçbirşey konuşmadım ve imada bulunmadım. Fakat baldızımı aklımdan çıkaramıyor, onu daha çok arzuluyordum. Baldızı her düşündüğümde sikimin başı zonkluyordu ve hırsımı yine karımı sikerek çıkarıyordum. Aklımda hep baldızım vardı, acaba o da benim gibi yanıp tutuşuyormuydu? Kafam darmadağındı. Yalnız, bütün bu duygular içindeyken baldızımın hareketleri bana olumlu gelmeye başlamıştı, bize geldiğinde ablasına çaktırmadan önüme bakıp hafif tebessüm ediyordu. Ben de bozuntuya vermiyor, eşime yakalanmaktan çok korkuyordum. Uzun bir zaman baldızımla rutin bir şekilde (eskisi gibi normal) yaşantımız devam ediyordu. Aradan uzun zaman geçti ve ikimiz de birbrimize hiçbirşey söyleyemedik. Baldız istese bile, hamleyi benim yapmam gerekiyordu, çünkü baldızım çok utangaç bir yapıya sahipti.

Bir gün kaynanamlara oturmaya gitmiştik. Eşimin Bolu’daki amcası ameliyat olmuştu, kaynanam, “Biz 2 hafta sonra Bolu’ya geçmiş olsuna gidecez, isterseniz siz de gelin.” dedi. Ben de işlerimin olduğunu, dilerse eşimin onlarla gidebileceğini söyledim. Eşim de kabul etti. Bu arada kayınbabam, “Pelinin Dersanesi var, o gelemez, sizin evde kalsın.” diye teklif edince, içimden bir oley çektim (Eşimin ailesi bana çok güvenir), “Tamam!” dedim. Aradadan 2 hafta geçti, Cuma günü eşim işyerinden beni aradı, “Babamlar Bolu’ya bugünden gidelim, 2 gece kalıp Pazar günü dönelim diyor, ne yapayım?” dedi. Ben de, “Sen bilirsin, git istersen!” dedim. “Tamam, ozaman akşam Pelini Dersaneden sen alırsın!” dedi, ona da tamam dedim. Ama heyacandan kalbim duracak gibiydi, sikim yine taş gibi olmuş, belki bu akşam hayatımın golünü atabilirdim. Cepten Pelini aradım akşam Dersaneden çıkış saatini sordum ve onu almaya geleceğimi söyledim. Akşamı zor ettim, çeşitli hayaller kurup baldızıma sahip olmayı düşündüm.

Saat 17:30 gibi Dersanenin önündeydim. Baldızım yanında kendi gibi çıtı pıtı bir kızla geldi, arabaya bindiler. Kısa bir tanışma faslından sonra isminin Hacer olduğunu öğrendim. Baldızım daha önce bana Hacerden bahsetmişti, sırdaşım en yakın arkadaşım diye. “Enişte, Hacer de bizimle kalacak bu gece!” deyince, başımdan aşağı kaynar sular döküldü, içimden (Bu da nerden çıktı şimdi, bir çuval inciri berbat ettin baldız!) diye düşünürken, benim betim benzim atmış, suratım yerlerde idi. Baldızım, “Hayırdır enişte, yoksa Hacerin bizimle kalmasında bir sorun mu var?” dediğinde, kendime gelip, “Yoo, kalsın ne sorun olacak ki?” diyebildim. Baldızım o anda bir kahkaha attı ve “Şaka yaptım enişte, gerçekten kalacaktı da annesi izin vermedi!” dedi. Biraz olsun rahatladım ve kendi kendime (Bu kız benimle oynuyor mu acaba?) diye düşünmeden edemedim. Hacerin evi bizim evin istikametindeydi, onu evlerine bırakıp, baldızımla bizim eve geldik. Eşimi cepten aradım, Bolu’ya varmışlar, ben de amcasına telfonda geçmiş olsun dedim, kapattım.

Baldızımla karnımızı doyurduk. TV izlerken baldız birden, “Enişte sen çok iyi bir insansın ve gerçekten sözünün eri birisin, seni herzaman çok takdir ediyorum ve sana hayranım, bunu biliyorsun değil mi?” dedi. Teşekkür ettim. Baldız, “Aramızda yaşananlardan sonra söz verdiğin gibi benden hiçbirşey istemedin ve üzerime gelmedin, isteseydin bana o gün sahip olabilirdin ama yapmadın. Nasıl dayandın bunca zamandır?” dedi. Ben de gülerek, “Nasıl dayandığımı gelde bana sor, seni düşünmediğim arzulamadığım bir günüm bile olmadı!” dedim. Baldız kafasını öne eğerek, “Enişte ben de seni çok arzuluyorum, tamam ileri gitmedik ama, yine de ilk erkeğimsin, ilk defa biriyle böyle şeyler yaşadım, ben de senden farksız değilim!” dedi. O an içimde fırtınalar kopmuş, aşırı tahrik olmuştum, “Bak Pelin, istersen yine birşeyler yapabiliriz, hatta busefer biraz daha ileri gidebiliriz, bu 2 gün bizim için çok güzel bir fırsat, birdaha elimize böyle bir fırsat geçmeyebilir!” dedim.

Baldız başını tekrar öne eğerek, “Enişte tamam da ben bakireyim, nasıl olacak? İleride başıma sorun olur bu!” dedi. Ben de gülerek, “Kızım senin iki tane deliğin var, kızlığına dokunmam, onu evleneceğin kişiye sakla, arkadan ver bana, o da yeter!” dedim. Başını kaldırdı, gözlerimin içine bakarak, “Arkadan olmaz, çok günahmış, hemde çok acıyormuş!” dedi. “Sen nerden biliyorsun acıdığını?” dedim. “Boşver… Yapalım, fakat canım çok yanarsa bırakırım! Ama önce duş almak istiyorum, çok terledim!” dedi. Baldız ne dese tamam demekten başka çarem yoktu. “İstersen beraber duş alalım, birbirimizi yıkayalım!” diye teklif ettim, baldız, “Birlikte olmaz, utanırım!” deyince üzerine gitmedim ve “İyi ozaman sen duşunu al gel, sonra ben girerim!” dedim. Baldız banyoya gitti 10-15 dakika sonra eşimin bornozuyla çıka geldi ve ben banyoya gittim. Soyunurken kirli sepetinde baldızımın az önce çıkardığı külotunu gördüm. Elime aldım, sırıl sıklam olmuştu ve çok güzel bir kokusu vardı. Alel acele duşumu alıp bornozumla çıktım…

Baldızımı salondan kucağıma alıp yatak odasına götürdüm. Hiçbirşey konuşmadan uzun uzun dudaklarını, boynunu ve kulak memesini ve küçücük göğüslerini bir saate yakın yaladım. Bu anın bitmesini hiç istemiyordum. Baldızım da gözlerini kapatmış, bulutların üzerinde geziniyor, hafif hafif inliyor, ellerini çarşafa geçirmiş, aldığı zevkin tadını çıkarıyordu. Yavaş yavaş baldızın küçücük amcığına inip, am dudaklarını açıp pembemsi amcığına baktığımda, içi seller sular içinde kalmış, amından süzülen sular çarşafı ıslatmıştı. Bu manzara beni daha da tahrik etmiş ve dayanacak gücüm kalmamıştı. Baldızım da benden farksız değildi, bilmediği duygularla Orgazm olmuştu. Klitorisini dişlerimin arasında ezdiğimde şiddetli kasılarak minicik bedeni altımda tir tir titriyor, kendini kasıyor, elleriyle başımı amına dahada bastırarark nefes almamı zorlaştırıyordu. Baldızın Orgazmı geçtiğinde, ters çevirerek 69 pozisyonuna getirdiğimde, sikimi öyle bir kavrayıp yalaması vardı ki, bu sefer ben tarif edilemez duygulara kapılmıştım.

Baldız acemiliğinden dişleriyle sikimin başını farkında olmadan acıtıyor, canımı yakıyordu. Fakat büyüyü bozmamak için sesimi çıkartamıyordum. Fazla dayanamadım ve “Pelinim gelmek üzereyim, ağzına boşalacam!” dediğimde sikimi hemen ağzından çıkarttı. Bozulmuştum! Doğruldum, “Bak aşkım, ben senin amının suyunu yaladım yuttum, sen de benimkini yut!” dedim ve baldızın başından iki elmile tutarak tekrar ağzını sikmeye başladım. Fazla derine girmeden ağzına yarısını sokup çıkarıyordum. Daha fazla dayanamadım başından sıkıca tutarak oluk oluk ağzına boşalmaya başladım. Pelin debelenip, sikimi ağzından çıkarmaya çalışıyordu, ama aldırış etmeden son damlasına kadar boşaldım ağzına. Bu yaptığıma busefer Pelin çok bozulmuş, suratı ekşimiş, döllerimi yutarken zor yutkunuyordu. Boşalmam bitip sikimi ağzından çekince, doğruca Lavaboya koştu. Galiba midesi bulanmış, yuttuklarını çıkarıyordu. Ağzını yıkayıp tekrar odaya geldi ve kızgın bir şekilde, “Enişte, birdaha bunu yapma! Tadı hiç hoş değil, bayat yumurta gibi!” dedi. “Tamam aşkım son!” dedim…

Baldızı yüz üstü yatağa yatırdım, göbeğinin altını yastıklarla takviye yaparak muhteşem göt deliğini ortaya çıkarttım. Baldızın göt delği o kadar küçüktü ki, varla yok arası kırmızı bir nokta gibi duruyordu. Bu manzara beni acaip tahrik edip sikimin kalkmasına yetmişti. Şunu da biliyordum ki, baldızın götünü sikmem hiçte kolay olmayacaktı, işim bayağı zordu. Yumuşaması için götünün deliğini yalamaya başladım ama ne mümkün, daha serçe parmağımı sokmaya çalıştığımda, “Ayy canım yandı!” deyip ileri çekiliyordu. Komodinin çekmecesinden eşimin kullandığı bebe yağını aldım ve baldızın götüne biraz akıtarak yavaş yavaş küçük parmağımı sokmaya başladım. Götünün deliği biraz olsun esnemişti ve baldız artık altımda debelenmiyordu. Yaklaşık yarım saat uğraştıktan sonra biraz daha alışınca, bebe yağıyla sikimi bir güzel yağladım ve götünün deliğine hafiften bastırdım. Ama ne mümkün, yine canı yanıyor, bağırıyor ve kendini ileri kaçırıyordu…

Baldızın kafasını yastığa bastırdım ve iki eliyle götünün yanaklarını ayırmasını sağladım. Böylece götünün deliği biraz daha ortaya çıkmıştı. Yavaş yaparsam baldızımın götüne asla giremezdim, birden sokmalıydım, bu onun canını çok acıtacaktı, fakat başka türlüde olmayacaktı. Sikimin başını göt deliğine dayadım ve birden yüklendim. Sikimin tamamına yakını götüne girmişti, ama baldızım da, “Yandım anam! Ölüyorum! Nolursun çıkart enişte! Dayanamıyorum! Bayılacam!” diye bağırıyor, odanın içini inletiyordu. Hiç hareketsiz üzerine abandım kaldım. Sikim sanki kırılacak gibi zonkluyordu. Baldız, “Enişte yalvarırım çıkart, ölecem!” derken gözlerinden yanaklarına doğru yaşlar süzülüyordu. 4-5 dakika hareketsiz durdum, ama nafile, baldız altımda halen cıyaklıyordu. Baldızı kendime çekerek yavaş yavaş git gellere başladım. Baldız yırtınıyor, inliyor ve ağlıyor, “Enişte nolur yeter bu kadar, başka zaman yapalım! Çıkart!” diyordu…

O anda çıkarırsam baldızın götünü bir daha asla sikemeyebilirdim, “Birazdan geçer aşkım, kendini sıkma aşkım, rahat ol, bak yavaş yavaş yapıyorum!” diye baldızı teselli etmeye çalışıyordum. Baldızın götünü 5 dakika yavaş ve ritmik bir şekilde sikerken, sikime bir sıcaklık geldi. Kesin götü yırtılıp kanamıştı, içinden çıkarırsam kanı görebilir diye düşünerek sikmeye devam ettim. Baldızın götünü sikerken tarif edilemez zevk alıyordum. Baldızım ise acıdan resmen böğürüyordu, buna rağmen devam ettim. 10 dakika sonra ise iyice hızlandım ve “Geliyorum!” diyebildim. Baldızın birşey demeye mecali dahi kalmamış, altımda acıdan adeta baygın yatıyordu. Boşalırken elimde olmadan ben de böğürerek içine fışkırtmaya başladım. Hiç bu kadar çok boşalmamıştım. Sikimi yavaşça götünden çıkardığımda sikim kanla karışık döllerime bulanmıştı. Baldızın göt deliği bayağı bir açılmıştı ve döllerim götünden çıkarak çarşafa akıyordu. Ben kalkıp banyoya giderken, baldızım halen sızlanıyordu…

Duşumu aldım geldim, baldızın yanına uzandım, sırtını okşayıp öptüm ve “Seni çok seviyorum aşkım, beni dünyanın en mutlu erkeği yaptığın için teşekkür ederim!” dedim. Baldız cevap vermeden sadece omuzlarını çekiştirdi. Baldız bir saate yakın konuşmadan ve hareket etmeden öylece yüzüstü yattı, ben de ayaklarından ensesine kadar her yerini okşadım, öptüm, defalarca onu sevdiğimi söyledim. Sonunda baldız bana doğru yan dönünce, “Nasıl oldun aşkım?” dedim. “Biraz daha iyi… Hacer acıyacağını söylemişti, ama ben bukadar çok acıyacağını tahmin etmemiştim!” dedi. O gece baldızın götüne dokunmadan, amını yalayarak birkaç kez daha Orgazm edip kendimi affettirdim ve birbirimize sarılarak güzelce uyuduk.

Ertesi gün uyandığımızda götünün acısı birazda olsa geçmişti ve baldız götünü sikmemi kendisi istedi. Bu sefer banyoda sabunlu sabunlu siktim baldızın götünü. Orospu götten sikilmenin zevkini almıştı artık, gün boyunca 3 kez daha siktirdi götünü bana. Yalayarak kaldırdığı sikimin üstüne kendiliğinden oturuyor ve zorlanmadan köküne kadar alıyordu götüne…

Üzey Kızımı Banyoda Sıkıştırdım – Sex Hikayeleri

Selamlar, ben Murat. 46 yaşındayım. İzmir’de yaşıyorum. Karım üç yıl önce vefat etti. Tek oğlum var ve yurt dışında yaşıyor. Üç sene dul kaldıktan sonra, oğlumun da rızasıyla geçen ay tek çocuklu dul bir hanımla evlendim. Yeni eşimin 16 yaşında Liseye giden bir kızı var ve o da bizle yaşıyor. Geçenlerde Kayınvalidem rahatsızlanıp hastaneye kaldırılınca, eşim bir süreliğine annesine bakmaya Konya’ya gitti. Evde üvey kızım Tülin’le yalnız kalmıştık. Tülin yeni serpilmiş çok sexy bir kızdı ve bana daha ilk günden sıcak davranıyor, her gördüğünde boynuma sarılıyordu. Ben de ona karşı kendi çocuğummuş gibi davranıyor ve seviyordum. Gayet mutlu bir aile yaşantımız vardı.

Eşim Konya’ya gideli iki gün olmuştu. O gece Tülin banyo yapmaya girmiş ve banyoda uzun süre kalmıştı. Tülin banyodan çıktıktan sonra tuvaleti kullanmak için banyoya girdim. Banyodaki çöp sepetinde üstüne prezevatif geçirilmiş bir salatalık bulduğumda şok olmuştum. Hemen salatalığı alıp Tülin’in odasına gittim. Tülin vücudu havluya sarınmış bir şekilde aynanın karşısında saçlarını tarıyordu. Salatalığı göstererek sordum, “Kızım bunu sen mi kullandın?” diye. Tülin önce inkar etti, ama evde bizden başka kimse olmadığı için itiraf etti. Ağlayarak, “Evet baba, ben kullandım! Ne olur anneme söyleme, beni öldürür!” dedi ve boynuma sarıldı. Neden bilmiyorum ama Tülin’e kızamadım ve “Tamam kızım, söylemem!” deyip sakinleştirdikten sonra odasından çıktım. Değişik düşüncelerle ve kafam karmakarışık birşekilde yatak odama yatmaya gittim…

Tam soyundum, boxerimle yatağa girdim, Tülin havluya sarılı bir şekilde girdi yatak odama. Yanıma gelip, “Kızmadığın için teşekkür ederim yakışıklı babam benim! Anneme söylemeyeceksin değil mi babacığım?” diyerek yanağımdan öptü. Mis gibi Şampuan kokuyordu. “Söylemeyeceğim dedim ya kızım, aramızda sır kalacak! Az önce şaşkınlıkla Sıhhatler olsun demeyi unuttum…” deyip ben de Tülin’i yanağından öptüm ve “Sıhhatler olsun!” dedim. “Babacığım, bu gece senle yatabilir miyim?” dedi ve cevabımı beklemeden üzerimdeki Pikeyi kaldırıp yanıma uzandı. Sol kolumun üstüne yatmış, kolunu çıplak bedenime sarmıştı. “Böyle uyursan hasta olursun kızım, Pijama falan giyseydin!” dedim. “Kurudu zaten, hava sıcak!” dedi. “Peki, sen bilirsin!” dedim. Tamamen sarılmıştı bana. Üzerindeki havlu kaymış, sağ memesi ortaya çıkmıştı. Havlusunu yukarı çekerek açılan memesini kapadım. Tüm bedenini bana yaslamıştı, “Babammm benim, seni öyle seviyorum ki!” dedi.

“Ben de seni seviyorum kızım!” dedim. Tülin de, “Ama ben seni daha farklı seviyorum baba, sana aşığım ve senden başka erkek tanımak istemiyorum!” dedi. “Tülin yavrum, ben senin üvey de olsa babanım, sen de benim kızımsın, böyle bir duygu imkansız!” dedim. “Neden baba? Neden imkansız? Çok mu ayıp? Çok mu günah? Olsun varsın, ne çıkar?” diyerek üzerime doğru uzandı. Üzerindeki havlu beline kadar inmiş, üst kısmı tamamen çıplak kalmıştı. Çıplak memelerini kıllı göğsüme dayamıştı, kasıklarını kasıklarımın üstüne koymuş, sağa sola sallanıyordu. Çenemi, burnumu, yanağımı öpüyordu durmadan. Sonra dilini dudaklarımın üstünde gezdirmeye başladı. Başımı ellerinin arasına almış, diliyle dudaklarımı ıslatıyordu. Yarağım müthiş sertleşmişti ve boxerimi zorluyordu. Tülin de kasıklarını inadına sikimin üstüne bastırıyordu. “İmkansız dediğin duyguyu bak şu anda kasıklarımda hissediyorum babacığım!” diyerek dudaklarımı öpmeye başladığında, artık ben tamamen çileden çıkmıştım. Dilini ağzıma sokmuş, üst dudağımı ısıra ısıra öpüyordu…

Üzerindeki havluyu çekip aldığımda artık çırıl çıplaktı. Ellerimi uzatıp götünden tuttum. Amını boxerimin üzerinden yarağıma sıkı sıkı bastırıyordu. Bir an gözlerime baktı ve “İçime girmeni istiyorum!” dedi. “Tülin kızım, sen ne diyorsun?” dedim. “Babammmm! Aşkım benim! Gir içime!” dedi. “Tülin, kızım yapma, sen bakiresin!” dedim. Tülin de, “Bakire olup olmadığıma emin değilim, belki salatalıkla bozmuş olabilirim bilmiyorum, bekaretimi sonra düşünürüz, bak şu anda çırıl çıplak kollarındayım, bak ellerin götümü sıkıyor, bak dudak dudağa öpüşüyoruz, sence bunların anlamı ne?” diyerek dudaklarını boynumdan göğsüme, meme uçlarına doğru indirmişti. Hafif hafif ısırıyordu.

Aniden soluma sırt üstü yatıp beni üstüne çekti ve “Hadi sevgilim öp beni, öpp!” diyerek dudaklarını uzattı. Sol kolumun üstüne dayanıp dudaklarını aldım ağzıma. Çılgınca öpüşüyordu benimle. Sağ elimle memesini yoğuruyor, o diriliği oldukça derinden hissediyordum. Uzun süre dudaklarımız ayrılmadı. Daha sonra santim santim aşağılara inmeye başladım. Uzun boyunu, geniş omuzları, diri memelerine. Uçları nasılda kabarmıştı. “Ohhhh, aşkkıımm, emm, emmm hadiii!” diyerek memesinin tamamını ağzıma verdi. Büyük bir hırs ve zevkle emiyordum. Parmakları saçlarımın arasında, uzun bacakları belimin üzerinde dolaşıyordu…

Sonra daha aşağılara, göbeğine indim. Tülin heyecandan tir tir titriyordu. Göbeğinin deliğinde dilimle oldukça uzun daireler çizerek oyalandım. Biraz daha aşağıya indiğimde, amını dudaklarıma doğru itmeye çalışıyordu. Kafamı kaldırıp baktığımda, amı bir kayısı halinde gözlerimin önüne serilmişti. Bacağının amıyla birleştiği yerden öpmeye, yalamaya başladım. Amında tek tüy yoktu, kaymak gibiydi. Sanırım banyoya girdiğinde halletmişti. Bu yüzden uzun kalmıştı banyoda. Dilimle amının dudaklarına dokunduğumda derinden bir ‘Ohhhhhh!’ çekti ve “Evett, eveet devam ett, hadiii!” dedi. Sıkı sıkı kapalı am dudaklarının arasına dilimi soktuğumda, iki eliyle saçlarımdan kavrayıp bastırdı ve “Oohhh, eveeettt orasıı, orası aşkıımmm, işte orası, devam ettt! Ohhh, Simge böyle yalayamıyor!” dedi. Klitorisi kabarmıştı, önce dilimle oynadım, sonra dişlerimin arasına aldığımda Tülin kasılmaya başlamıştı. “Ooohhh babammm, canıımmm, erkeğiimmm, ooohhh, uçur beniii!” diye inliyordu. O kadar ıslanmıştı ki amı, dilim yapış yapış olmuştu. Bacaklarını sırtıma vuruyordu bilinçsizce. Sonra yavaş yavaş kasılmaları azaldı, sakinleşti. Orgazm olmuştu. Dilimi yeniden amının içinde gezdirdiğimde, “Aaayyyy, yapmaaa, ohhhh, hiç böyle olmadımmm, sen Simge’den daha iyi yapıyorsun!” diye inliyordu.

Sonra beni üzerine çekip kollarını boynuma doladı. Yarağım boxerin üst kısmından çıkmış, Tülin’in göbeğine doğru uzanmıştı. Tülin, “Aramızda artık en küçük bir sır kalmadı yakışıklı babam benim, birbirimizi tam anlamıyla gördük dimi?” diye gülüyor, yanaklarımı dudaklarımı nereme rastlarsa oramı öpüyor, amını da sikime doğru bastırmayı ihmal etmiyordu. Elini boxerime uzatıp çıkarmaya çalışırken, “İçime girmeni istiyorum baba!” diyordu. “Tülin kızım, belki halen bakiresin, bakireliğine dokunamam, buna hakkım yok!” dedim. Tülin de, “Sen babamsın, herşeye hakkın var! Babamsın, erkeğim de olmanı istiyorum!” diyerek boxerimi çıkarmayı başarmıştı. Elini uzatıp yarağımı tuttu ve “İşte bunu istiyorum amıma bennn!” dedi. “Tülin yavrum, bakire olup olmadığından emin değilsin, onun için yapmak istemiyorum!” dedim. Tülin doğrulup iki eliyle tuttuğu yarağımı ağzına aldı. Büyük bir iştahla emiyordu. Yarağım çok sertleşmişti…

Yarağımı bir süre yalayıp emdikten sonra durdu ve “O zaman arkamdan girrr! Hadi aşkkıımmm, götümü sik!” dedi. Ben de, “Bak işte o olur!” deyince, sevinçle yataktan kalkıp koşarak odasına gitti. Döndüğünde elinde Bebe yağı vardı. Yatağa oturdu, göğsümden iterek beni sırt üstü yatırdı. Büyük bir dikkatle yarağımın her tarafını yağladı. Taşaklarıma kadar her yerim yağ olmuştu. Sonra Bebe yağını etajerin üzerine koyup yanıma yüz üstü uzandı ve “Hadi gir arkama, sik götümü!” dedi. Ensesinden başlayarak aşağılara doğru öpmeye, yalamaya başlamıştım. Düzgün, pürüzsüz sırtı, incecik beli, çıkık götü ile bir Tanrıça gibiydi. Dakikalarca öpüp yaladım Tülin’i.

Götüne geldiğimde inliyordu. Götünü hafifçe kaldırıp dudaklarımı götünün yanaklarının arasına gömdüğümde kendisini bana doğru bastırmıştı. Dilimle götünün o küçük deliğini yalamaya başladım. Sonra parmağımı yavaşça içeri sokmaya çalıştım, ama götü öyle sıkıydı ki girmiyordu. Parmağımı ağzımda ıslatıp deliğe dayadım ve hafifçe bastırdım. İrkilir gibi oldu, zorlanıyordu. Bebe yağını alıp orta ve işaret parmağımı yağladım, sonra deliğe bastırdığımda ilk boğuma kadar girivermişti. “Oohhh babacığım harika, devam ett, devam ett!” diye inliyordu. Parmaklarımı biraz daha soktum, sonra biraz daha. Sonra tamamı girmişti iki parmağımın. Bir parmağımı daha soktuğumda, canı biraz yanar gibi olmasına rağmen devam etmemi istiyordu…

Parmaklarımı götünde ileri geri oynatırken, o da götünü bana doğru itip parmaklarımı içine almaya çalışıyordu. Sırtını ensesini öperek parmaklarımı götüne sokup çıkarıyordum. Birden dönerek sırt üstü yatıp, beni üstüne çekti. Yarağımı tutup götünün deliğine dayadı. Aşağı yukarı oynattıktan sonra belime doladığı bacaklarını kendine doğru çekerek, “Hadi aşkım şimdi!” dedi. Hafifçe bastırdığımda yarağımın başı kertiğine kadar götünün içine girivermişti. “Aahhh çok acıdııııı!” diyerek dudaklarını ısırıyordu. Durdum ve “Canım kızım, çıkarayım mı?” diye sordum. “Hayıırrrrr, hayııırrr çıkarma baba, içimde kal ne olur, geçer şimdi!” dedi. Bir süre daha bekledim, sonra yeniden yüklendim. Santim santim giriyordum götüne. “Kendini gevşek bırak canım kızım, gevşe biraz, gevşe!” dedim. Kollarını sıkı sıkı sarmıştı boynuma. Dudaklarını ağzıma aldım, ne olacaksa olmalıydı artık, sıkıca kavrayıp basıverdim. Tülin’den ne dediği anlaşılmayan bir inleme çıktı. Tamamını sokmuştum artık, 21 cm lik koca yarak taşaklara kadar Tülin’in götüne saplanmıştı…

Dudaklarımı ısırıyordu. Acı çekiyordu. Uzun süre kasılmaları geçmedi. Neden sonra gevşemeye başladı ve hareketsiz kaldı altımda. Bacakları halen belimin üzerindeydi. Ben hiç hareket etmiyordum. Acısı biraz hafiflediğinde, “Ölüyorum sandım bir an, bu nasıl bir şey, adeta bağırsaklarıma sopa girmiş gibi, içimi doldurdun!” dedi. “Tülin canım, tamam, geçti, şimdi ağır ağır çıkacağım içinden!” dedim. “Hayıırrrr, hayııırrr, sakın çıkma, böyle kal aşkımm!” dedi. “Ama canın çok yandı kızım!” dedim. “Evett, hemde çookk, ama şimdi böyle iyi!” dedi. Kendimi 2 cm kadar geri çekip yeniden bastırdığımda, kısa bir ‘Aahhh!’ geldi. “Halen acıyor mu yavrum?” dedim. “Pek sayılmaz babacığım, ne olur devam et, acısa da çok zevkli!” dedi. Biraz daha çekip bir daha bastırdım. Bu sefer, “Ohhhhh babacığım, harika buu!” dedi. Yarıya kadar çekip bu kez daha sertçe bastırdım yarağımı. “Ohhh, sevgilim, aşkıımm, babammm, şimdi sen bana ne yapıyorsun?” diyerek bacaklarını sıkıca sarmıştı belime, kendine çekiyordu beni. “Sence ne yapıyorum kızım? Bilmiyor musun?” dedim. “Biliyorum, ama sen söyle bana, senden duymak istiyorum!” dedi. “Seni sikiyorum yavrum benim, seni sikiyorum canım kızım!” dedim. “Ooohhhhh, neremden sikiyorsun erkeğimm, söyle neremden sikiyorsunn?” dedi. “Götünden sikiyorum kızım, bebeğimmm benim!” dedim. “Sik babam, sik, sok köküne kadar yarağını götüme, artık o senin, her yerim senin, canımı yak, parçala her tarafımı, ohhhh!” diye inliyordu Tülin.

Sımsıkı sarılmıştı bana kolları ve bacaklarıyla. Dudaklarımı kemiriyordu. Tüylerimin diken diken olduğunu hissetmişti, “Yarağın nabız gibi atıyor içimde erkeğimm, biliyorum patlayacaksın, hadi patla, hadii içime dol, akıt döllerini, hadiiii!” dedi. “Kızımmm, canııımmm, ooohhhh, Tülinimmm geliyoruumm!” dedim. Tülin de, “Bana karım de, kızım de, ne dersen de, sik beni, sok bana, hadiii patlat içimde, tohumlarını saç götüme!” diye inleyince, oluk oluk boşalmaya başlamıştım. Götünün kaslarını sıkıp sıkıp adeta sağıyordu yarağımı. “Erkeğimmm, sevgiliiimmm, doldur içimii, doldur götümü kocaaammm!” diyerek. İlk kez kocam diyordu bana. Ne kadar zaman geçti farkında değildim, üzerine yığılıp kalmıştım. Saçlarımı okşuyordu, boynumu öpüyor, derin derin soluyordu. Yarağım halen götündeydi, sertliği pek kaybolmamıştı. “Yoruldun mu kocacığım?” dedi. “Yavrum bana böyle deme lütfen, utanıyorum!” dedim. “Utanacak ne var ki baba, bak ben utanıyor muyum? Hem, götümden de olsa siktin beni, kocam sayılırsın artık!” dedi. “Yavrum, götüne girdim ama kocan olmak başka bir şey!” dedim. “Nasıl başka şey? Haaa, biliyorum! Ama ben kocam olmanı istiyorum artık, babam olmandan daha çok istiyorum bunu ve mutlaka karın olacağım, mutlaka!” dedi.

“Yavrum, canım benim, ama ileride bu duyguların değişir, o zaman pişman olursun!” dedim. “Seninle yaşadığım, yaşayacağım hiçbir şeye asla pişman olmayacağım baba, daha yeni başlıyorum erkeğimmm!” diyerek götünü yarağıma doğru basıyor, ileri geri oynatıyordu. Aslında amını götünün içindeki yarağımın üst kısmına sürtüyordu. Sanırım canının yanmasından sonra uyarılmıştı, memelerinin uçları fındık gibi olmuştu. Duaklarımı dudaklarının arasına almış, dilini yeniden ağzıma vermişti. Hafif hafif basıyordum. Götünü sağa sola sallıyor, götündeki yarağımı daha net hissetmeye çalışıyordu. “Hayrola kızım? Yine azdın sanırım?” dedim. “Ooohhh evet erkeğimm, içimde sertleşiyorsun yine, ooohhhh, hadi sok bana yeniden noluurr!” diye yalvarmaya başladı. Ben de yarağımı götünden çıkarmadan birden sırt üstü dönüp, kollarımın arasındaki bedenini üzerime aldım. Üzerimde oturur duruma geldi. Hafifçe kalkıp götüne saplanmış yarağıma baktı, kırmızı gece lambasının ışığında adeta sopa gibi saplanmış duruyordu yarağım. Tekrar oturdu üstüne, arkaya doğru yaslandı, parmağını uzatıp klitorisini okşamaya başladı…

Bu arada yarağımın üzerinde götünü ileri geri oynatıyordu. Başını geriye atmış, gözlerini kapamıştı. Solukları hızlanmıştı. “Murat, kocammm, aşkkkııımmm, babamm, hadiiiii, hadiiiii sok karınaaa, oohhh haddii!” diyerek oturup kalkıyordu. Elimi amına uzatıp, orta parmağımla oldukça ıslanmış amının dudaklarını aralayıp klitorisine ulaştım. Bu arada yarağım yine kütük gibi olmuş, götüne girip çıkıyordu. Klitorisiyle oynarken, “Ooohhh, geliiiiyoooor, aşşkkıımmm, geliyooor, sik beniii, sokk götüme, ooohhh, ayyy!” diye inleyerek yarağımın üstünde hızlı hızlı hopluyordu. Dayanacak halim kalmamıştı, belinden sıkı sıkı kavrayıp bütün gücümle belimi kaldırarak yarağımı götünün derinliklerine dayadım. Tülin, “Siikkk götümmüüüü, sookk banaaa babammm, erkeğğiimmm, aaayyy!” diye bağırırken ben yine boşalıyordum. Bu defaki çok daha şiddetliydi. Kalbim sıkışıyordu. Tülin ise kasılıp kalmıştı, götünü bütün gücüyle yarağıma bastırmış, öylece kalmıştı. Üzerime uzandığında nefes nefeseydi. Sonraları sakinledi ve hareketsiz kaldı…

“Tülin? Kızım? İyi misin?” dediğimde sesi çıkmıyordu. Sadece derin derin soluyordu. Sanırım çok yorulmuş, sonunda uyuyakalmıştı. Yarağım halen götündeydi. Yavaşça üzerimden yanıma aldım. Götünden çıkmıştım ama yarağım halen sertliğini koruyordu. Tülin’i kolumun üstüne yatırıp, sol yanına döndürdüğümde götü yarağımdaydı. (Karımla da uyurken 66 pozisyonunda, yani kaşık pozisyonunda, yarağımı arkadan bacak arasına sokup amına değdirerek uyumayı severdim). Sağ bacağını hafif kaldırdım, yarağımı amının dudaklarına değecek şekilde bacak arasına soktum ve arkasından sarıldım. Tülin uyku sersemliğiyle götünü oynatarak amının dudaklarını yarağıma sürtmeye başladı. Güya ben o pozisyonda uyuyacaktım, ama Tülin’in uykusunda yarağıma yaptığı fırça badana sayesinde amının suları akmaya ve yarağımı kayganlaştırmaya başlayınca, aldığım müthiş zevkten, ben de yarağımı hafif hafif oynatmaya ve ileri geri yapmaya başladım…

Tülin’in amı vıcık vıcık sulanmıştı ve yarağımın başı arada sırada rotayı şaşırıp amının deliğine denk geliyordu. Amına sokmamak için kendimi zor zaptediyordum. Yine amının deliğine denk geldiğinde Tülin aniden uyandı ve “Evet orası! Lütfen baba, gir oraya! Amımı sik!” diye yalvarmaya ve amını yarağıma bastırmaya başladı. O saniye artık hiçbir şeyi düşünecek durumda değildim, şeytana yenildim ve Tülin’in suları akan tazecik amına yavaş yavaş girmeye başladım. Girdiğim her santimde, “Ohhhh babam benim, sik beni, sik amımı!” diye inliyordu. Birkaç dakika sonra artık yarağımın tamamı o tazecik amındaydı. Sıcacık ve daracık amı yarağımı kavuruyordu resmen. Biraz içinde bekletip pompalamaya başladım. Daha sonra onu sırt üstü çevirip, bacaklarını omuzuma attım ve amına girip çıkmaya başladım. Bir süre sonra ikimiz birden bağırarak boşaldık. Yarağım amında, Tülin altımda iki büklüm inlerken amından döllerim dışarı akıyordu. Bir süre öpüşüp, birbirimize sarıldık, uyuduk 🙂

Evde Kimse Yokken Ablamı Siktim

Merhaba ben Barış, evin tek çocuğuydum. Babam öz annemden boşandıktan sonra, yetişkin bir kızı olan bir kadınla evlendi. Yani üvey annem ve bir de üvey ablam oldu. Üvey anneme normal ‘Anne’ diye hitap ediyorum, üvey ablama da normal ‘Abla’ diye. Sizlere üvey ablamla olan seks hikayemi anlatmak istiyorum. Bizim buralarda yaz aylarında yaylaya çıkarlarlar. Yaz mevsimiydi, Mayıs sonu Haziran başıydı. Annemler yine yaylaya çıkmışlardı. Ben ve ablam çalıştığımız için yaylaya sadece hafta sonları çıkıyorduk, anlayacağınız hafta içi evde ablamla birlikte kalıyorduk.

Yine sıcak bir Mersin günüydü, artık havalar oldukça ısınmıştı. Akşam işten eve gelmiştim. Ablam henüz eve gelmemişti. Ben sıcaktan bunalmış bir durumda hemen üstümü çıkardım ve duşa girdim. Bir güzel duş aldıktan sonra, belime havluyu sarıp, rahatlamak üzere oturma odasına geçtim ve bir sigara yaktım. Daha yeni oturmuştum ki kapı çaldı, kapının gözetleme deliğinden baktım, ablam gelmişti, kapıyı açtım. Ablamla çok samimi olduğumuz için yanında havlu veya Boxer’ımla dolaşabiliyordum, o da benim yanımda iç çamaşırlarıyla gezebiliyordu, birbirimizden hiç çekinmezdik. Ablam da sıcaktan bunaldığı için eve girer girmez üstünde ne var ne yoksa çıkardı (iç çamaşırlarına kadar) ve sıcağa hayıflanarak banyonun yolunu tuttu. Bizim Şohben gazlı olduğu ve banyoda havalandırma penceresi olmadığı için, zehirlenme olmasın diye duşa girdiğinde banyo kapısını tam kapatmamıştı…

Ben de üstümü giymek üzere odama geçerken, aralık banyo kapısından ablamın o güzel vücudunu gördüğümde birden tuhaf oldum. Bu arada ablam 35 yaşında, kısa bir evlilik yaşamış, 1.80 boyunda, 75 kilo civarında, iri göğüslü, süper kalçalara sahip, ayaklarına son derece iyi bakan, muhteşem fizikli bir bayandır. Odama geçtiğimde ablamı çıplak görmenin vermiş olduğu bir hazla sikim kalkmıştı. Daha önce hiç böyle bir duygu içerisine girmemiştim ve ablama hiç sikim kalkmamıştı. Bugün neden böyle oldu bilmiyorum. Üzerime şortumu giydim mutfağa geçtim, atıştırmak için birşeyler hazırlarken, ablam da banyodan havluya sarılı bir şekilde çıktı ve yanıma mutfağa geldi. Saçları ıslaktı, bir elinde küçük bir havlu ile şaçlarını kurulayıp, rahatladığını söyledi. Ben de, “Sıhhatler olsun abla!” deyip kendisine soğuk bir kola verdim…

Ablam kolayı aldı ve yanımdaki sandalyeye oturdu. Üzerindeki havlu bacaklarının yukarı kısmına kadar açılmış, neredeyse amı görünüyordu. Ben daha çok tahrik olmuştum ve kalkık sikim şortumun üzerinden artık fazlasıyla belli olmaya başlamıştı. Bu durum belli etmemek için saklamaya çalışırken, ablam, “Hayırdır, kaldırmışsın yine!” dediğinde utancımdan yerin dibine girecektim. Ablam kolasını bitirip üstünü giymek üzere odasına gittiğinde, kendime kızıyor söyleniyordum ve biryandan da kalkık sikimi elimle bastırarark indirmeye çalışıyordum. Ablamın tekrar yanıma geldiğini bile duymamıştım, gülerek, “İndiremedin mi?” dedi. Arkamı dönüp baktığımda ablamın külot ve sütyenle arkamda olduğunu farkettim. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum, ablama verecek cevap bulamadım. Üstelik sikim halen kazık gibi kalkıktı ve şortumun önü çadır gibi duruyordu…

Ablam arkama gelip, vücudunu bana yapıştırdı ve “Dur sana yardım edeyim!” diyerek elini önüme attı, şortumdan içeri soktu ve sikimi okşamaya başladı. Ablamın sikime ellemesi o kadar zevkliydi ki, heyecandan kalbim duracaktı. Birden beni kendine çevirip dudaklarıma yapıştı, çılgınlar gibi öpüşüyorduk. Ablam bir eliyle sikimi okşuyor ve şortumu çıkarıyordu. Sonra önüme çömelerek sikimi ağzına aldı ve yalamaya başladı. Daha sikimi ağzına alalı bir dakika olmadan sarsıla sarsıla ablamın ağzına boşaldım. Ben boşalırken ablam taşaklarımı avuçluyor ve ağzına fışkıran döllerimi yutuyordu. Benimse dizlerim titriyordu. Boşalmam bittikten ve sikimden çıkan son damlaları da yaladıktan sonra ablam ağzını silerek ayağa kalktı. Dudaklarımdan öpükten sonra sütyeninin kopçasını çözdü, sütyenini çıkardı ve göğüslerini iki eliyle birleştirerek, yalamam için uzattı…

Ablamın göğüslerini öpüp yalamaya, emmeye başladım. Ablamın göğüslerini emerken bir elim de kalçalarında geziniyordu. Elimi külodunun arkasından içine soktum ve ablamın götünü biraz okşadım avuçladım. Ablam başımı aşağı bastırınca anladım ki amını yalamamı istiyordu. Göğüslerinden göbeğine yalayarak küloduna kadar imdim. Ablam ayakta, bu sefer ben önünde çömelmiştim. İki elimle külodunu aşağı sıyırınca ablamın kıllı amıyla burun buruna geldim. Ablamın amını önce derin derin koklayıp, mis gibi amının kokusunu içime çektikten sonra, amının kıllarından ve dudaklarından başlayarak, amının her tarafını yaladım. Dilimi içine sokmak için uğraşıyordum, fakat ablam ayaktayken biraz zor oluyordu. Ablam beni ayağa kaldırarak, külodunu tamamen çıkardı ve “Odama gidelim hadi!” diyerek elimden tuttu, odasına götürdü.

Ablamın odasına girince yatağa uzandı. Ablamın o muhteşem bakımlı ayaklarını yalamaya başladım. Sonra ablam bacaklarını ayırarak karnına çekti, iki eliyle amının dudaklarını açarak Nar gibi amcığını ortaya çıkardı. Ben de hiç vakit kaybetmeden hemen yumuldum amına. Dilimi busefer rahatça amının deliğine sokup çıkarabiliyordum. Ablamın amını dilimle siker gibi bir süre dilledikten ve yaladıktan sonra ablam kasılmaya ve titremeye başladı. Ağzıma boşalıyordu. Amından akan suları da iştahlı birşekilde yaladım. Ablamın titremesi geçtikten sonra beni yatağa sırtüstü yatırarak kendisi de üzerime ters bir şekide uzanarak 69 pozisyonuna geçtik. Ben ablamın amını yalarken, ablam da benim yarı sertleşmiş sikimi kökünden tutarak yalıyor, emiyordu…

Ablam sikimi yalayarak yeniden kazık gibi yaptıktan sonra üzerimden kalkmadan aşağı kaydı ve ayak bileklerimden tutunarak kalçasını kaldırıp amıyla sikime oturdu ve yavaşça hepsini aldı içine. Ablamın amı yanıyordu, sikim sanki fırına girmiş gibiydi ve amının içi kaygandı. Önce kalçalarını bir süre sağa sola oynatıktan sonra, yukarı aşağı oynatmaya başladı. Az sonra ablam bu hareketlerini hızlandırarak inlemeye başladı. Ablam yeniden orgazm olup boşalıyordu galiba. O esnada parmağımı götüne sokunca çığlık çığlığa boşaldı. Amının sıvıları sikimden süzülüyor, taşaklarıma kadar akıyordu. Ablamın amı okadar kayganlaşmıştı ki, sikim zırt pırt çıkıyordu, ablam da eliyle tekrar yerleştiriyordu amına. Baktı yine çıkıyor, üzerimden inerek domaldı ve “Hadi böyle sik!” dedi. Ablamın arkasına geçip amına sikimi soktum ve pompalamaya başladım…

Bu poziyonda da sikim arada bir çıkıyor, ben yeniden amına sokuyordum. Fakat sokmaya çalışırken, sikim arasıra götünün deliğine denk geliyor ve girmeyince sikimi aşağı bastırarak amına sokuyordum. Bu birkaç kez tekrarlanınca, ablam, “Götümden de mi sikmek istiyorsun?” diye sordu. Oysaki ben bunu bilinçli olarak yapmıyordum. Ablamın bu sorusuna şaşırmakla birlikte sevinmiştim, “Sikebilir miyim?” diye sordum. Ablam, “Dur ozaman!” dedi ve Komodinin çekmecesine uzanarak Bebe Yağını aldı ve bana uzattı, “Güzlece yağla!” dedi. Ablamın göt deliğini ve sikimi güzelce yağladım ve sikimi götüne dayadım. Giriyordu fakat amına girer gibi birden girmiyordu, götü çok daha dardı. Hafif zorlanarak sonunda hepsini sokabilmiştim. Ablam, “Şimdi yavaş yavaş yap canım!” deyince, ağır ağır git gellere başladım…

Sonunda iyice hızlandığımda, ablam çıldırmış gibi bağırıyor, aynı zamanda zevkten kuduruyordu. En az 10-15 dakika götüne girip çıktım ve ani bir kasılmayla o güzel götünü döllerimle doldurdum. Ablam zevkten gözlerini bile açamıyordu, ben ise üzerine yığıldım kaldım. O gün ablamla birlikte yattık ve sabaha kadar ablamı siktim! Artık ablamla evde yalnız olduğumuzda sürekli sikişiyoruz!

Yengem IÇok Israr Edince Sert Şekilde Siktim

Herkese selam. Ben Ankara’dan Özgür. Tesadüfen girdiğim bu ‘Kaymak Gibi Sikilen Amlar’ sitesinde çok sıcak ve insanı etkileyci, tahrik edici seks hikayeleri okudum. Şunu itiraf edeyim ki, gerçekten de insan o anları yaşıyormuş gibi zevkle okuyor. Ben de yengemle ilgili olan bir hikayemi paylaşmak istedim. Ben, 1.75 boyunda, 70 kiloda, buğday tenli, seksi çok seven ve yakışıklı sayılacak bir erkeğim. 18 yıldır evliyim. Karım sekste sınırları olan bir kadın. Ben ise aksine sekste sınır sevmeyen biriyim. Karımdan kaç defa arkadan (anal seks) istediysem de beni red etti. Onun için oldum olası göt sikmeye çok özlem duydum.

Hikayenin asıl kahramanı yengem (abimin karısı) ise 45 yaşında, 1.65 boyunda, balık etli ve alımlı bir kadındır. Yengemin özellikle dudakları kalın ve etlidir. Hele o yürürken kalçalarını sallaması dikkatimi çekerdi, ama aklımdan da kötü birşey geçmezdi. Abim yengemden 5 yaş büyük ve de şeker hastasıdır. Bundan 3 ay önce, sabah saat 9 gibi yengem beni telfonla arayarak, abimin şekerinin yükselerek komaya girdiğini ve acil hastaneye götürmemiz gerektiğini söyledi. Ben de aceleyle gittim, abimi ve yengemi alarak hastaneye götürdüm. Tahliller, muayane derken, abimi hastaneye yatırdık…

Yengemle hastaneden çıkıp eve giderken, yengem alış veriş yapması gerektiğini söyleyerek, “Hem de biraz çarşıda dolaşırız, kaç zamandır evden dışarı çıkmıyorum, ruhum açılır…” dedi. Arabayı otoparka bırakarak, yengemle gezmeye başladık. Biraz alış verişten sonra yengem iç çamaşırı satan bir mağazanın vitrinin önünde durdu ve ilgiyle vitrindeki iç çamaşırlarına bakmaya başladı. Biraz baktıktan sonra bana, “Aslında kendime iç çamaşırı da almam gerekiyor…” dedi. Girdik mağazaya, yengem çamaşır seçiyordu kendine. Birkaç tane aldıktan sonra bana, “Özgür bir tane de gece kıyafetiyle giymek için almak istiyorum, ama karar veremedim, baksana hangisi güzel?” dedi. Ben de utandığımdan dolayı aceleyle siyah renkli olanı gösterdim. Yengem benim o gösterdiğim çamışırları da alarak çıktık. Eve gittik.

Evde yemek çay falan derken vakit geç olmuştu, “Ben artık eve gideyim yenge.” dedim. Yengem de, “Ya ben yalnız korkuyorum, karını da çağırsan da burada kalsanız?” dedi. Telefon açtım ve karıma söyledim. Fakat karım, “Yarın çocuğu okula nasıl gönderirim? Sen kal.” dedi. Karımla aramızda asla herhangi bir şüphe yok ve de olamayacağı için, benim yengemle kalmama rahatlıkla izin vermişti.

Akşam TV seyrederken yengem aldığı iç çamaşırlarını getirip yanımda hem inceliyor, hem de bana gösteriyordu. En son alğımız siyah iç çamaşırını açtı, “Aaay bunun külotu tangaymış, südyeni de çok açık, ben bunu nasıl giyerim?” diyerek bana gösterdi ve “Bak senin yüzünden oldu, geri götürsem değişirler mi acaba?” diye hayıflandı. Ben kanepeye uzanmış, ilgisizce yengemin elindeki çamaşıra bakarak, “Ne diye götürüp değişeceksin yenge? Giyersin…” dedim. Yengem de, “Bilmem ki?” deyip, çamaşırları poşete koydu ve odasına götürdü. Tekrar salona gelip biraz oturduktan sonra, “Ben bir duş alayım…” deyip kalktı, banyoya girdi. Ben de kalktım neskafe hazırladım. Yengem duşunu alıp çıktı. Altına penye bir pijama, onun üzerine de yakası açık kolsuz tişört giymişti. “Yenge sana da neskafe hazırladım.” dedim, buna çok sevinmişti. Karşılıklı oturup neskafelerimizi içtik. Fincanlar boşalınca yengem kalktı, “Fincanları da ben götüreyim…” deyip eğilince gördüm ki, yeni aldığımız siyah südyeni giymiş, nerdeyse memelerinin uçları görünüyordu…

Acaba yengem tanga külotu da giydi mi diye merak ettim, fincanları mutfağa götürürken arkasından baktım. Penye pijamadan yengemin içi belli oluyordu. Evet, tahmin etttiğim gibi tangayı da giymişti. O an içim bir hoş olmuştu ve yengeme karşı başka gözle bakmıştım. Ama kendi kendime olmaz öyle birşey desem de, sikim ayaklanmaya başlamıştı. Yengem fincanları mutfağa bırakıp gelince, “İstersen sen de bir duş al, rahatlarsın, hava sıcak zaten.” dedi. Ben de, “Olur.” deyip banyoya girdim. Yengem az sonra banyonun kapısından bana seslenerek, “Özgür kapıya temiz şort ve atlet koydum, giyersin.” dedi. Banyoda yengemin o memelerini düşünüp 31 çekmedim dersem yalan olur. Duştan çıkınca şortu ve atledi giydim, salona gittim…

Salonda yengem çömelmiş halının üzerinden birşeyler topluyordu. Beli açılmış, belinin bitimi, götünün yanaklarının başlangıç yeri ve tangası görünüyordu. Birkaç saniye baktıktan sonra kanepeye oturdum. Yengem de işini bitirip karşıma kanepeye oturdu. Ama gördüğüm manzara aklımdan çıkmıyor, sikim yine ayaklanmaya ve şortumdan belli olmaya başlamıştı. Yengem görmesin sikimin kalktığını diye elimle düzeltiyordum. Yengemle günlük hayattan bahsediyor, sohbet ediyorduk, ama ben gördüğümü unutamıyor, heycanlanıyordum. Heycanlandıkça da sikim daha müthiş kalkıyordu. Kanepeye sırt üstü uzandım, elimi de sikimin kalktığı belli olmasın diye önüme koydum. Yengem, “Lambayı söndüreyim de boşuna elektrik harcamasın, nasılsa Televizyon çalışıyor.” diyerek kalktı, salonun ışığını söndürdü. Televizyonun aydınlattığı kadar salonda loş ışık olmuştu. Bu beni daha da heycanlandırmıştı…

Ben bir ara farkında olmadan ellerimi kafamın altına koymuşum, yengemin gülerek, “Özgür!” demesiyle irkildim, “Efendim yenge?” dedim. Yengem önümü işaret ederek, “O ne hal?” dedi. Öyle utandım ki anlatamam. Hemen kendime gelerek yine elimi önüme kapattım ve yengemden özür diledim, farkında değilim gibi mazeretler saçmaladım. Yengem çok utandığımı anlamıştı, yine gülümseyerek, “Olur böyle şeyler, saklamana da gerek yok, sanki hiç mi görmediğim birşey mi, rahatına bak!” dedi. Biraz rahatladım, ama yine de önümü elimle kapamaya devam ettim. Yengem (güya bana fark ettirmeden) göz ucuyla önüme bakıyor, hem de havadan sudan sohbet ediyorduk. Gerçekten zor durumdaydım, sikim bir türlü inmeyerek durumu daha da zorlaştırıyordu. Yengem benden bir sigara istedi, oysa sigara içmezdi. Sigarayı verirken, “Yakıp da verir misin?” dedi. Sigarayı yakmak için uğraştım ama çakmak bir türlü yanmadı. Yengem, “Ocaktan yakabilirsin.” dedi. Ben ayağa kalkınca artık sikimin kalktığını saklayamadım, çünkü sikim şortu öyle zorluyordu ki yırtacak gibiydi. Kelimenin tam anlamıyla sikim çadırı kurmuştu…

Yengem önüme bakıp gülümsüyordu. Aceleyle mutfağa gittim. Sikimi biraz düzeltip, ocaktan sigarayı yakıp geldim. Sikimi ne kadar düzelttiysem de faydası yoktu, yine belliydi. Sigarayı yengeme uzattığımda yengem önüme bakarak aldı. Yerime oturunca yengem, “Özgür, karın hasta falan mı?” dedi. “Yok hasta falan değil, neden sordun yenge?” dedim. “Baksana seninki aylardır birşey görmemiş gibi yerinde durmuyor, yoksa siz de bizim gibi uzun zamandır birşey yapmıyor musunuz? Öyle bir durum varsa saklama, açıkça konuşalım, bunda ayıp olacak birşey yok!” dedi. “Yok, yapıyoruz yenge!” dedim. Yengem de, “İyi yaaa, valla biz 5 aydır yapmıyoruz, yapsak ta öylesine yapıyoruz, çünkü abininki tam kalkmıyor…” diye baklayı ağzından çıkarmıştı. “Peki o zaman sen nasıl dayanıyorsun yenge?” diye sordum. Yengem derin bir iç çekti ve “Kendi kendimi tatmin ediyorum, ama gerçekle bir olur mu hiç?” dedi. “Haklısın!” dedim. Yengem önümü işaret ederek, “Karın çok şanslı valla! Aaahh ahh, aylardır öyle heybetle kalkmış yemedim biliyor musun? Abine nasıl kızıyorum, benim de canım var, benim de ihtiyaçlarım var!” diye sızlanmaya başladı. Birden, “Sızlanıp durma yenge, o kadar çok istiyorsan al ye, sana da yeterim!” deyiverdim.

Bunu duyunca yengemin gözleri kocaman açıldı. Yengem bağıracak, beni kovacak herhalde düşüncesiyle korkmaya başlamıştım ki, yengem hiçbir şey demeden oturduğu yerden kalktı, yanıma gelip oturdu, elini yarağımın üstüne koyup, şortun üstünden yarağımı sıvazlamaya başladı. “Ne kadar sert yarağın var!” diyerek dudağıma öpücük kondurunca, yengemi ensesinden tutup kendime çektim. Dudaklarımız birleşmiş, dillerimizi sırayla birbirimizin ağzına sokuyor, emiyorduk. Biraz öpüştükten sonra yengem aniden ayağa kalkarak, “Dur sana birşey göstereyim!” dedi ve önce üstündeki tişörtü, sonra da pijamasının altını bir çırpıda çıkartıp attı ve “Bak, senin beğendiğin iççamaşırları giydim! Yakışmış mı?” diye soruyordu. Yutkunarak, “Çok yakışmış yenge!” dedim. Gözlerimi alamıyordum, yengemin amı külotundan yumruk gibi çıkmıştı…

Yengem bir manken edasıyla kendi etrafında bir iki dönerek, kendini önden arkadan bana sergiledikten sonra geldi kucağıma, tam yarağımın üstüne oturdu. Tekrar dudaklarımız birleşti. Kulağıma fısıldayarak, “Yatak odasına gidelim mi?” dedi. Ben, “Tamam!” deyince yengem kucağımdan inerek elimden tutup beni de ayağa kaldırdı. Ayaktayken atletimi çıkardı, şortumu külotumla beraber çıkararak, “Offf be, işte bu! Ne kadar güzel yarağın var, kurban olurum buna!” diyerek eğildi ve sikimin kafasına öpücük kondurdu. Ben de, “Daha ne güzelliğini gördün ki yenge?” dedim. Yengem de, “Hadi çabuk ol, bir an önce görmek istiyorum!” dedi. Yengem yarağımı elinden bırakmadan, o önde, ben arkada, beni çekerek yatağına götürürken, tangalı götünü kıvırarak yürüyordu. Elimi yengemin götüne koydum, tombul götünün yanakları salıncak gibi bir o yana bir bu yana sallanıyordu…

Yengem yatağa uzandı ve “Hadi hemen sik beni!” diyerek beni üzerine çekti. Yengemin üstünden kayarak yanına uzandım ve “Daha çoook zamanımız var yenge, acelen ne?” dedim. Dudaklarımız birleşti. Yengem dudaklarımı öyle bir emiyordu ki, koparacak gibiydi. Dudaklarımı yengemin dudaklarından kurtarıp, boynunun her tarafını öpüyor yalıyordum. Yengem gözlerini kapayıp hafiften inlemeye başlamıştı. “Memelerimi em!” diye talimat verdi. Südyenini çıkardım ve göğüslerini öpüp emmeye başladım. Yengem çok sabırsızlanıyordu, o arada külotunu çıkardı. Ben yengemin memelerini emerken, elimle de şişkin amını okşuyor, parmağımı amına sokup çıkarıyordum. Yengemin amı iyice sulanmıştı, kalçalarını yukarı kaldırıp indiriyordu…

“Hadi canım, sok yarağını amıma, sik beni, ilk ateşimi söndür, sonra uzun uzun sevişiriz, bak seninki de patlayacak gibi!” dedi ve bacaklarını ayırıp beni yine üzerine çekti. Benim yarrak sanki yolu biliyormuş gibi amın ağzında yerini aldı. Yarrağımın kafasını yavaşca amına soktuğumda yengem kalçasını sağa sola oynatıyordu. Dayanamadım birden hepsini kökledim. Köklememle birlikte yengem, “Ohhhhh, çooook güzel!” diye inledi. Ben, “Hoşuna gitti mi yenge? diye sorunca, “Bana yenge deme! Karıcığım de, orospum, kahpem diyerek sik beni!” diye inliyordu. Yengem tiyoyu vermişti. “Yarağım güzel mi orospu?” diye sordum. Yengem, “Güzel, hem de çok güzellll, kurban olurum o yarrağına erkeğim, hızlı, daha hızlı sik beni, sikicim benim!” dedi. Yengemin bacaklarını omuzuma aldım, altımda top gibi olmuş, ben amına soktukça memeleri dalgalanıyordu. Arada bir durup yengemin memelerini öpüyor emiyordum, sonra tekrar amına köklüyordum…

Yengemin amını bacak omzuda epeyce siktikten sonra pozisyon değiştirdik. Ben alta geçtim, yengem ata biner gibi yarağımın üstüne oturdu, kalçalarını sağa sola kıvırıyor, oturup kalkıyordu. Her otururken de, “Ohhh bastır, geliyorum, iyice sok!” diye inliyordu. Herhalde zincirleme orgazm oluyordu ki, amından süzülen sular taşaklarıma kadar akıyordu. Yengem yarağımın üstünde kıvırırken ben de memelerini okşuyor, sıkıyor, emiyordum. Öyle sert sikiyordum ki, şakırtı sesleri yatak odasının duvarlarında yankılanıyordu. Yengem son hamlelerimden gelmek üzere olduğumu hissetmiş olacak ki, “Durma kocacığım, devam et, içime boşal, korkma korunuyorum!” diyerek zıplamasını hızlandırdı. “Al ozaman orospu!” diyerek, yengemi belinden tutup kendime çekerek öyle bir boşalmaya başladım ki, döllerimin ardı arkası gelmeyecek sandım…

Yarağım yengemin amında küçülünce üstümden indi ve yan yana uzanıp birer sigara yaktık. Sohbet ediyorduk. Ben yengemin vücudunda parmaklarımı gezdiriyordum, yengem de taşaklarımı okşuyordu. Sigaralar bitince tekrar öpüşmeye başladık. Yengem beni sırt üstü yatırıp dudaklarımı emmeye başladı. Ordan boynuma indi, ordan da meme uçlarımı emiyor, dişliyordu. Göbek deliğime dilini sokuyor emiyordu. Daha aşağı indiğinde sönük yarağımın kafasını ufak ufak öpüyor, dilini kafasının etrafında gezdirerek taşaklarıma iniyor, taşaklarımı ağzına alıp emiyordu. Benim yarak kalkmaya başlamıştı. Yengem yarağımla konuşuyordu, “Kalk benim güzel yarağım, kalk ta sana neler vereceğim!” diyordu. Ben de yengemin saçlarını okşayıp, “Neler vereceksin bakalım orospu?” dedim. Yengem, “Ne istersen vereceğim, yeter ki beni doyur yarağa!” dedi. Benim yarrak tam kıvamına gelmişti. Yengem sakso çekiyor, boğazına kadar ağzına alıyor, çıkarıp dilini kafasının etrafında gezdirip yalayarak taşaklarıma iniyor, taşaklarımı ağzına alıp emip, tekrar yalayarak yarağımın kafasına çıkıyor, kafasını ağzına alıyordu. Bunu sayısını hatırlamadığım kadar çok yaptı…

Sonra yine öpüp yalayarak yukarı çıktı, dudaklarıma kadar geldi. Biraz öpüştükten sonra bu sefer ben yengemi altıma alarak, yengemin kulak memelerini emiyor, kulağının içine dilimi sokuyordum. Yengem kulağına dilimi soktukça hem huylanıyor hem de azıyordu. Boynuna indim, yalıyor emiyordum. Yengem de boynunu bir sağa bir sola çevirerek her tarafını yalamam için beni yönlendiriyordu. Aynı anda da amını avuçlayıp okşuyordum. Boynundan memelerine indim, meme uçlarını yalıyor, ufak ufak ısırıyor, etrafında dilimi gezdiriyordum. Yalayarak göbeğine indim, göbek çukurunu yalıyor, dilimi sokuyordum. Yengem amına ineceğimi beklerken, ben yengemi yüzükoyun çevirdim, yukarı çıkıp ensesini, omuz başlarını emmeye, ısırmaya başladım. Ben emdikçe yengem inliyor, zevkten garip garip sesler çıkarıyordu. Elimi de götüne attım, götünün etli yanaklarını avuçluyor okşuyor, göt deliğinin etrafında parmağımı gezdirip, daireler çizerek uyarıp, ordan da amına inip am dudaklarını okşuyordum. Sırtını, omuriliğini yalayarak bel çukuruna indim. Götünün yanaklarını emiyor, ısırıyordum…

Yengem, “Aşkım çoook güzel yapıyorsun, çoooook güzeeeeel!” diye inleyerek götünü hafif kaldırınca, göt deliği ile amı daha da belirginleşti. Yengem sanki göt deliğini yalamamı istercesine götünü biraz daha kaldırınca, dilimle göt deliğinin etrafında daireler çizip, büzüğünü vakkum gibi emmeye başladım. Yengemin inlemeleri artmış, ‘Aaaahhh Ooooohhhh’ sesleri sıklaşmıştı. Yengem götünün deliğini yalamama fazla dayanamadı ve birden sırt üstü dönüp bacaklarını ayırdı, kafamı tam amının üstüne bastırdı. Şimdi de amını yalamamı istiyordu. Dilimi yengemin sulanmış amının etrafında gezdirip, amının dudaklarını tek tek emiyordum. Dilimi amının deliğine soktuğumda, kafamı öyle bastırıyordu ki, sanki beni tümden içine alacak gibiydi. Yengem kasılarak titremeye başladı ve çok geçmeden ağzıma orgazm oldu. Hepsini yaladım yuttum ve durmaksızın yalamaya devam ettim…

Yengem tekrar hareketlenmeye başlamış, “Aslan kocacığım, hadi artık, sik beni!” diye inliyordu. Artık benim de yarrağım zonklamaya başlamıştı. Yengemin bacaklarını ayırıp yarrağımı amına soktum. Yavaş yavaş git gel yapıyor, sikişin olabildiğince uzamasını istiyordum. “Yenge, nasıl güzel mi böyle? deyince, yengem kızdı, “Lan şerefsiz sikişirken bana yenge deme demedim mi! Karıcığım de, orospum de, ne dersen de, ama yenge deme!” diye çıkıştı. “Tamam orospu, senin amını götünü sabaha kadar sikeceğim!” dedim. “Hah işte böyle söyle ve sik, sabaha kadar sik, nereden istersen sik!” dedi. Yarağımı amından çıkardım ve memelerinin arasına soktum, “Bak orospu memelerini de sikiyorum!” dedim. Yengem de, “Sik bir tanem, memelerimi sik! Ağzımı da sik!” diyerek, memelerinin arasından çıkan yarağıma dil atıyor, ben de daha ileri sokarak yarrağımın kafasını kertiğine kadar ağzına almasını sağlıyordum…

Birden durdum ve yengeme, “Kalk orospu, arkanı dön domal, senin götünü de sikeceğim!” dedim. Yengem yataktan yere inerek önümde domaldı, götünün yanaklarını elleriyle ayırdı ve “Götümün deliğini biraz daha yala, çok hoşuma gitti!” dedi. Ben ikiletmeden hemen yalamaya başladım. Dilimi götüne sokuyor, büzüğünü yumuşatıyordum. Dilimi arada sırada da amına sokunca yengem kudurmuş gibi inliyordu. Yengem yerde rahat edemeyince tekrar yatağın üstüne çıktı, yatağın kenarına yan yatıp götü bana gelecek şekilde dizlerini karnına çekti. Yengem amını götünü bana öyle sunuyordu ki, görmediğim pozisyonlar alıyordu. Tabii benim de aklım başımdan gidiyordu. Yengemin amını götünü yalıyor ve parmaklıyordum, amından sular akıyordu…

Yengem sonunda yatağın ortasına gelip dört ayak domaldı, yine elleriyle göt yanaklarını ayırarak, sikmem için göt deliğini bana sunuyordu. Tam arkasında yerimi alarak yanaştım. Yengem götüne sokmamı beklerken, yarağımı elime alıp amına soktum. Çok rahatça girmişti. Kaygan olan amda rahatça gidip geliyordum. Orta parmağımı da göt deliğine soktum. Amını biraz siktikten sonra yarrağımı çıkardım, göt deliğinın etrafında gezdirdim ve yarrağımın kafasını büzüğüne bastırıp zorladım. Yengem kendini öne çekince, “Ne oldu orospu, alamıyor musun?” dedim. Yengem, “Alırım!” diyerek yüzünü yatağa iyice bastırıp götünü yukarı kaldırdı. Ben bu sefer yarağımın kafasını tükürükleyip tekrar göt deliğine dayadım. Biraz zorladım ve yarrağımın kafası göte girdi. Biraz bekledim. Hafif ileri geri yaparak götün alışmasını ve açılmasını sağladım. Her gidiş gelişimde biraz daha ileri sokuyordum götüne. Birkaç git gelden sonra sonuna kadar sokmuştum…

Yengemin büzüğü yarağımı öyle sıkı kavramıştı ki, sankı eline almış sıkıyordu. “Kız orospu, daha önce başkası götten sikti mi seni?” diye sordum. “Yok, ilk sen sikiyorsun, sen bozuyorsun!” dedi. Zafer kazanmış gibi hissettim kendimi, “Ooohhh!” deyip ileri geri yapmaya başladım. Yengem, “Ne oldu, sen bozuyorsun deyince çok mu hoşuna gitti?” dedi. “Evet!” dedim. “Ozaman sik canım, tadını çıkar bakire götümün, aaaahhh, iyice kökle, ohhh çok güzel oluyormuş götten vermek, sik kocacığım, geçir o kalın, uzun yarağını götüme!” diye inliyordu. Benim de git-gellerim daha hızlanmıştı. Yengem yarrağım götünün içindeyken dizlerinin üstüne doğruldu. Ben de arkadan sarılıp, memelerini okşuyor sıkıyor, boynunu emiyordum. Yengem tekrar domaldı. “Sik kocacığım, parçala yırt götümü!” diye inledikçe, ben daha da sert sikiyordum…

Yarağımla götünü sikerken, elimi de önüne atmıştım, üç parmağımı amına sokmuş parmaklarımla da amını sikiyordum. Yengemin amından sular akıyor, inliyor, bağırıyordu. İkimiz de ter içinde kalmıştık. Yengem orgazm oluyordu. “Ben bittim, hadi sen de boşal!” diye bağırmaları ve inlemelerine fazla dayanamadım ve hızla yüklenmemle götünün içine attırmam bir oldu. Öyle boşalıyordum ki, sanki hortumdan tazyikli su fışkırtıyordum. Yengem altta, ben üstünde, öylece yatağa yığıldık. Yarağım halen götündeydi, bir süre öyle kaldık. Yarağım küçülünce kendiliğinden çıktı. Döllerimin birazı çarşafa akmıştı. Banyo yapmaya ne halimiz kalmıştı, ne de canımız istiyordu. Birer sigara içip, birbirimize sarılarak uyuduk…

Sabah uyandığımızda birlikte banyo yaptık. Banyoda da bir posta yengemi amdan götten siktim. Sonra kahvaltı yaptık. Hiç konuşmuyorduk. Sessizliği yengem bozdu, “Ne olacak bundan sonra? Duysalar, görseler ne oluruz?” dedi. “Bilmem?” dedim, gerçekten bilmiyordum. Yengem, “En iyisi, bu ilk ve son olsun!” dedi. Ben de tamam dedim. Kahvaltıdan sonra çıkıp eve gittim.

15 gün yengemle hiç konuşmadık, ama sonra beni aradı…

Teyze Kızının Karpuz Gibi Götü – Porno Hikayeleri

Ben denizcilik sektörüyle uğraşan, geliri ve imkanları iyi bir gencim. Fiziki yapım yeterince iyi, güçlü ve kaslı bir yapıya sahibim. Bir gün gemi kontrolünden geldiğimde kuzenim ve halam bizdeydi. Yazın sıcak olduğu için oldukça terlemiştim. Annem, “Yemek hazır hemen duş al yemeğe katıl!” dedi. Güzel ve çok odalı triplex evimiz var, hemen üst kata çıktım duşumu aldım ve yemeğe katıldım. Uluslar arası ilişkilerde okuyan kuzenim tatile gelmişti. Gayet keyifli bir şekilde yemeklerimizi yedik. Kız kardeşim, “Abi bizi Aliağa’ya çarşıya götürüp gezdirsene!” dedi. “Peki olur!” dedim, arabayla sahilden Aliağa’ya gezmeye gittik, kafelere, barlara takıldık.

Alkolü severim, Rakı içerim. İzmir’in Rakısı meşhurdur, havası da, kızları da adama Rakıyı içirir. Rakımı içtim, kuzenimle kız kardeşim de bira içtiler. Vakit geç olmuştu. Eve geri geldik. Halamlar gitmişti. Kuzenim bizde kalacaktı. Kuzenim, “Benim daha uykum yok, evin önündeki havuza girelim, hararetimiz sönsün!” dedi. “Olur!” dedim, kuzenle havuza girdik gece vakti. Kuzenim bikinisini giymiş, iri göğüsleri küçük kalçası gözüme takılmıştı. İçim bir tuhaf oldu. Kuzenimle havuzda yüzüp el şakaları yapamaya başladık. Bu arada babamlar da eğlenmekten gelmişti, “Çocuklar biz yatıyoruz, siz de üşütmeyin gece vakti!” deyip odalarına gittiler. Biz biraz yüzdükten sonra havuzdan çıktık…

İki havlu vardı yanımızda. Kuzenin havlu havuzda ıslandığı için, kurulanmak için benim havlumu aldı. Kuzenim ayaklarını kurulamak için önümde domalınca, bikinisi amının dudakları arasına sıkışmış, şeftalisi ve götünün deliği belirginleşmişti. Doğrulunca da uçları sivrilmiş göğüsleri bikiniden taşıyordu. O manzara karşısında çıldırmıştım ve benim yarak anında kalkmış, sertleşmişti. Kuzenim kurulandıktan sonra bana, “Nem çok fazla, terden uyuyamam, çok sıcak, senin odada klima var, ben de senin odada diğer yatakta yatsam olur mu?” dedi. “Olur!” dedim. Elimde olmaksızın aklımdan kuzenimi becermek fikirleri geçiyordu. Kız arkadaşımdan ayrılalı aylar olmuştu, aylardır sex de yapmamıştım.

Odama çıktık. Ben altımda mayo, üstüm çıplak halde yatağıma girdim. Kuzen benim tişörtlerden birini aldı ve ışığı söndürüp, bikinisinin üstünü çıkarıp, benim tişörtümü giydi. Tam küçük yatağa yatmak üzereyken seslendim, “Kuzen benim yatak iki kişilik, gel yanıma uzan!” dedim, o da kabul etti. Girdi benim yatağa ve iyi geceler dileyerek, bana arkasını döndü yattı. Biraz zaman geçtikten sonra, kolumu kuzenimin omuzlarına değdirdim. Hiç tepki vermedi. Yan dönüp, hafifçe yaklaştım ve sikimi kuzenimin kalçalarına değdirdim. Tepki vermesi halinde uykumda yapıyormuşum numarasını çekecektim, fakat yine tepki yoktu. Bundan cesaret alıp biraz bastırınca, sadece, “Ihhh!” diye inledi, sanki zevk alıyor gibiydi. Ben hareketsiz kalınca, kuzen kalçalarını bana doğru ittirdi…

Üzerimizde çarşaf örtülüydü. Biraz geri çekilip mayomu çıkardım ve tekrar arkasına yanaştım. Elimi de kuzenin üzerine attım, göğüslerine geldi. Sütyensiz memeleri taş gibi ve oldukça iriydi. Memelerine hafif hafif dokunmaya başladığımda kuzenim de belli belirsiz inliyordu. Elimle kalçalarına indim, bikinisine rağmen ateş gibiydiler. Sonra amına dokundum, bikinisinin amına gelen kısmı sırıl sıklam olmuştu. Amını okşamaya başlayınca kuzen kıpırdandı, ben de elimi çekip arkasından biraz uzaklaştım. Kuzen bir iki kez sağa sola döndü. Ben gözlerimi kapadım uyuma numarası yaptım. Kuzen tekrar arkasını bana dönüp yattı. Az daha bekledim. Kuzenin uyuduğunu düşünerek sikimi yeniden kalçalarına dokundurduğumda kalbim duracaktı, kuzen bikinisini çıkarmıştı! Sikimi az aşağı sürttüm, çıplak amının ateşini hissediyordum. Bunu uykusunda yapmış olamazdı, fakat hiç ses te çıkarmıyordu…

Biraz daha dayandım kuzene, benim yarağın başı amının dudaklarını aralayıp deliğin ağzına değiyordu. Amına sokup sokmamak için terddütteydim ki, kuzenim aniden kendini bana doğru ittirince benim yarak arkadan amına girdi. Korkuyla ve kısık sesle, “Özden ne yaptın?” dedim. O da, “Sok, korkma bakire değilim, seni istiyorum Aydemir!” dedi. Ne kadar rahatladığımı anlatamam. Ben artık ileri geri yaparak amına sokmaya başladım. Amı vıcık vıcık olmuş, sular sızıyordu. Sonra kuzenim sırtüstü yatıp beni üzerine çekti. Artık deli gibi öpüşerek sikiyordum kuzenimin amını. Sonra domaltıp sikmeye devam ettim. Kuzenim orgazm olduktan hemen sonra, ben de amından çıkarıp beline fışkırarark boşaldım…

O gece sabaha kadar 3 kez sikiştik kuzenimle. Sabah kahvaltıdan sonra kuzenim, “Ben İzmir’e gideceğim, gideceksen beni götürür müsün?” dedi. Evden çıktık, atladık arabama. Aliağa’dan ayrılmadan kuzenim fermuarımı açtı, sikimi ağzına aldı ve bir kez de arabada ağzıyla boşalttı. Ogün bugündür kuzenimi her fırsatta sikiyorum. Yakında kuzenimin okulu bitiyor ve Konya’ya öğretim görevlisi olarak gidecek. Ben de gidip sikebilsem çok iyi olacak, ama babamlara ne derim bilmiyorum, bir formül bulmam lazım 🙂

Yengemin Etli Amcığı | Resimli Sex Hikaye, Porno Hikaye, Erotik Hikayeler

Kapıyı yengem açtı. Elimdekileri mutfağa bırakmak için içeri geçtim. Bana, “Sana da böyle zahmet oluyor, sürekli bir şeyler getiriyorsun!” dedi. “Ne zahmeti!” dedim. Bana, çay yaptığını, beraber içmemizi teklif etti. “Olur!” dedim. Kızları evde yoktu. Banyoya geçip elimi yıkamak istedim. Ellerimi yıkarken kenarda duran kirli sepetinin kapağının altından bir şeyin sarktığını gördüm. Merak ettim. Kapağı kaldırınca kirli çamaşırların üzerinde, yengemin krem renkli sutyenini gördüm. Koca memeleri için bunu giyiyordu demek ki. Sutyeni burnuma götürüp kokladım. Memelerinin ucu sutyende iz yapmıştı ve belli oluyordu. Sutyenin altında kırmızı renkli, kenarları dantelli bir külot vardı. Bunu da elime aldım. Kokladım. Ter, sabun, sidik ve am kokuları birbirine karışmıştı. Külotun üzerinde birkaç kıl vardı. Bunlar yengemin amının kıllarıydı sanırım.

Bu minik külot yengemin koca götünün anca yarısını kapatırdı. Benim kapalı, türbanlı yengemin böyle dantelli, işlemeli külotlar, sutyenler giydiğini bilmiyordum. Yarağımı çıkardım ve külotunu sikime sürtmeye başladım. Sutyeni de ağzıma götürmüş, meme ucunun izini yalıyor, öpüyordum. İnanılmaz zevk alıyordum o sırada. Kısa bir süre sonra boşalacağımı anladım ve kendime engel olmaya çalıştım, ama nafile. Büyük bir hışımla yengemin külotuna boşalmıştım. Artık yapacak bir şey yoktu. Yarağımdaki tüm dölleri külotuyla sildim. Şimdi bu minik kırmızı külot benim yapış yapış döllerimle kaplanmıştı. Açıkçası ne yapacağımı bilemedim, ama yapacak da bir şey yoktu. Sonuçta yengem benim karım olacaktı ve beni anlayacağını sanıyordum. Hem belki çamaşırları makineye atacağı için fark etmeyeceğini düşündüm. Külot ve sutyeni tekrar sepete attım.

Odaya geçtim. Yengem mutfaktan demliklerle beraber geldi. Sehpanın üzerinde bardaklar ve bir tabak bisküvi vardı. Demlikleri yere koydu. Bardakları sıcak suyla çalkalayıp çayları doldururken tam önümde eğilmişti. Arkasında belli olan koca götünden gözlerimi alamıyordum. İçeriye girdiğim vakit üzerindeki uzun kollu ince kazağını çıkarmıştı. Gömleğinin üst düğmelerini kapatmamıştı ve başındaki türbanı ile gömleği arasından pamuk gibi beyaz koynu görünüyordu. Eğildiği zaman memelerinin çatalı belli oluyordu. Üzerinde uzun ve bol bir eteği vardı, gömlek üzerine dar geliyordu. Memeleri dar gömleğin altından dışarı fırlayacakmış gibiydi. Çayları doldurduktan sonra havadan sudan konuşmaya başladık. Birbirimize henüz isimlerimizle hitap etmiyor sadece ‘Sen’ diyorduk. Yengem bana karşı çekingen ve saygılı davranıyordu.

Bu olaydan kısa süre sonra bir akşam evde aile içinde küçük bir tören yaptık. Nikâhımız kıyıldı. Daha sonra kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oturduk. Kadınlar alt kata yengemin dairesine indiler. Daha önce orada kiracımız vardı, ama ben yengemle evleneceğim için kıracıyı çıkardık. Evde tadilat yapıp, yeni eşyalar aldık. Bundan sonra alt katta yengemle beraber oturacaktık. Gecekondudan çıkarmıştık onu.

İlerleyen saatlerde misafirler gidince, babam, “Hadi oğlum, aşağı in, bekletme karını!” dedi. Sonra da adet yerini bulsun diye sırtıma bir yumruk indirdi. Annem ve yengemin kızları da o sırada yukarı gelmişlerdi. Annem de babam gibi, “Hadi oğlum, bekletme karını!” dedi, sonra da kulağıma, “İyi dölle şu karıyı da, ailemize bir erkek torun versin!” dedi. Bunu duyunca istemeden sikimin sertleştiğini hissettim. Evet, birazdan yengemi sikip dölleyecektim. O esnada yengemin büyük kızı Özge bana bakıyordu sürekli. Birazdan annesini sikecektim. Özge’nin dudaklarını ısırdığını gördüm. İtiraf etmeliyim ki, annesinin yerine onu sikmek isterdim. Özge dolgun hatlı, orta boylu, güzel bir kızdı. Giydiği mavi elbisesinin altında büyük ve dik memeleri belli oluyordu.

Aşağı indim, yengem oturma odasında oturuyordu. Mor elbisesi vücudunu sarmıştı ve hatlarını belli ediyordu. Başında da yine mor renkli parlak türbanı vardı. Beni görünce biraz heyecanlandı. Yanına oturdum. Eline geçen akşam kına yakmışlardı. Bana değil yere bakıyordu. Ona, “Sen bana amcaoğlunun emanetisin! Bunu nasıl kabul ettiğimi ben de bilmiyorum!” deyince, bana bakmadan, “Töremiz böyle!” dedi. O her şeyi baştan kabul etmişti. Ben sessiz kaldım. Ardından elini tuttum, ayağa kalktım ve onu da kaldırıp içeriye, yatak odasına götürdüm.

Çok heyecanlandı, ellerinin titrediğini hissediyordum. Odaya girince kapıyı kapadım. Bana, “Ben hazırlanayım, istersen sen dışarı çık!” dedi. Onu kırmak istemedim. Dışarı çıktım. Beş dakika kadar sonra kapıyı tıklatıp, “İçeri geleyim mi?” diye sordum. “Evet!” dediğini duyunca yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Işığı söndürmüştü ve içerisi karanlıktı. Kalın kadife perdeler nedeniyle sokak lambasının ışığı içeriye vurmuyordu. Bunun üzerine kapıyı açıp içerdeki banyonun lambasını yaktım. Şimdi içeriye loş bir ışık vuruyordu. Üzerimdekileri tek tek çıkardım ve tamamen çıplak kaldım. Yorganı kaldırıp yatağa girdim.

Kolum yengemin vücuduna değince irkildi. Üzerine gecelik giymişti. Yavaşça yan döndüm ve onu yanaklarından öpmeye başladım. Ellerimi de vücudunda gezdiriyordum. Elimi geceliğinin içinden sokup kalçalarını avuçladım. Etli kalçalarına dokunan elim onu biraz ürpertti sanırım. Kalçaları pürüzsüzdü. Bakımlı bir kadın olduğu belliydi. Geceliğinin içine külot giymemişti. Elimle götünü okşamaya başladım. Göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum. Elimi amına atınca, “Iıhh!” diye bir ses çıkardı. Amını okşamaya başladım. Amı tertemiz ve kılsızdı. Ona, “Ağda mı yaptın?” diye sorunca, “Bu sabah temizledim!” dedi.


Am dudakları etli ve büyüktü. Onları parmak uçlarımla sıkıyordum. Amının içine orta parmağımı sokup çıkarmaya başladım. Yengem hiç tepki vermiyordu. Ama amının sulandığını anladım. Amının içindeki parmağım ve elim su içinde kalmıştı. Diğer elimi de geceliğinin yakasından içeri soktum ve sutyensiz memelerini avuçlayıp sıkmaya başladım. Geceliğinin yakasını aşağı sıyırarak memelerini çıkardım. Memeleri büyük ve dolgundu, ama çocuk doğurduğundan, bir de yaşından dolayı sarkmışlardı. Meme uçlarını sıkıyor, dudaklarımla emiyordum. Ben küçük küçük ısırıklar atarken, yengemin hafif hafif inlediğini duyuyordum. Artık dayanacak halim kalmamıştı, “Bacaklarını aç!” dedim sessizce. Yengem belini havaya kaldırıp geceliğini yukarı sıyırdı. Ben de doğrulup açık bacaklarının arasında yerimi aldım. Yorganı üzerimden atınca, altımda geceliği beline kadar sıyrılmış ve bacakları iki yana açık yengemi gördüm.

Yarağıma bakıyordu o esnada. Yarağım kazık gibi olmuş ve havaya doğru tüm haşmetiyle kalkmıştı. Dizlerimin üzerinde eğildim. Derken yarağımın kafası yavaş yavaş amından içeri doğru girmeye başlamıştı. Bu sırada yengemden,“Iığğh!” diye hafif bir inleme geldi. Yarağım amına girdikten sonra, önce yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladım. Ayaklarımla yataktan destek almış, onu misyoner pozisyonunda sikiyordum. Yengemden hiç ses çıkmıyor, kollarını iki yanına uzatmış öylece yatıyordu altımda. Yüzünü, yanaklarını, dudaklarını öpüyordum. Saçlarından hafif bir parfüm kokusu geliyordu. Memelerini emiyor, uçlarını hafif hafif ısırıyordum.

Daha sonra hızlanmaya ve daha çok sokmaya başladım. Yengemin üzerinde gidip gelip, zevkten iniltiler çıkarırken, o sadece altımda yatıyordu. Karyola gıcırdamaya başlamıştı. Karyolayı nikâhtan önce beğenip almıştım. Pirinçten yapılma güzel bir karyolaydı. Amı amcaoğlu tarafından yıllardır sikildiği için ve çocuk doğurduğundan genişlemişti. İçine girip çıkarken zorlanmıyordum. Amının içi kaygan ve sıcaktı.

Yengemin sessiz kalması beni daha da azdırmış ve sinirlendirmişti. Acaba yarağım ona küçük mü gelmişti? Zevk almıyor muydu? Kafamda bu türlü sorular varken daha da hızlanmıştım ve şimdi karyola gacır gucur sesler çıkarıyordu. Amından çıktım. Onu belinden tutup biraz daha geriye kaydırdım. Bacaklarını kaldırıp havaya dikince amı belirdi. Elimle yarağımı amına hizaladım ve yavaş yavaş tekrar içine girdim. İki yana açtığım bacaklarını omzuma koydum ve bu şekilde daha şiddetle sikmeye başladım. Yarak darbelerimle vücudu altımda sallanıyordu. Yengemden yavaş yavaş “Aah, aah!” diye sesler gelmeye başlamıştı. Yatağın çıkardığı sesler daha şiddetliydi bu sefer. Yukarıda annemle babamın yatak odası vardı. Onların yataktan çıkan sesleri duyuyor olabileceklerini düşündüm.

Bu kez bacaklarını tekrar ayırdım ve “Bacaklarını iyice ayır, tut onları!” dedim. Yengem dediğimi yaparak bacaklarını iki yana iyice açtı ve alttan kalçalarını tuttu. Yatak başından tutarak güç aldım ve var gücümle öne doğru bastırınca, yarağımın taşaklarıma kadar amına girdiğini sezdim. Yengemden çığlık atar gibi, “Ahh!” sesleri gelmeye başlamıştı. Yatak başından aldığım güçle hayvan gibi sikiyordum onu. Memeleri sağa sola, ileri geri sallanıp duruyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Her seferinde daha büyük bir güçle amına soktukça, “Nasıl? Böyle iyi mi? Ha? Söyle bana, kocan hiç sikti mi seni böyle? Hadi söyle!” deyip duruyordum. Yengemden ise sadece şiddetli, “Ahh!” sesleri geliyordu.

Odanın içi, yatağın gıcırdaması, yengemin, ‘Aah aah’ sesleri, taşaklarımın kasıklarına çarptıkça çıkan ‘Şlap şlap’ sesleri ile dolmuştu. Boşalmaya niyetim yoktu. Onu hayvan gibi sikerken altımda iki büklüm olmuştu. Amından çıktım ve birşey demesine fırsat vermeden yüz üstü çevirdim. Dizlerinin üzerinde doğrulmasını istedim. Elleriyle yatak başından tutarak destek aldı ve dizlerinin üzerinde domaldı. Arkasında yerimi aldım.


Göt yanaklarını iki yana iyice açınca oldukça kıllı ve bir çukur gibi duran göt deliği belirdi. Başparmağımla deliğine bastırdım. Parmağım vıcık vıcık ter içinde kaldı. Sert kılları hissetmiştim. Başını ve belini iyice eğmesini söyledim. Bacaklarını ayırdım. Yarağımı tekrar amına soktum. Belinden sıkıca tuttum ve gittikçe hızlanmaya başladım. Yengem yine, “Ahh, ahh!” sesleri çıkarmaya başlamış, yatak da az önceki gibi sallanmaya ve gıcırdamaya başlamıştı. Kalçalarına çarpan kasıklarımdan çıkan sesler odanın içinde yankılanıyordu.

Yengem yatak başından sıkıca tutmuş acı içinde inlerken, ben boşalacağımı anladım. Daha hızlı ve daha sert sikmeye başladım. Yengem aldığı yarak darbeleriyle, “Imm, ahh, ohhh, ığhh!” diye inlerken elimi saçına attım ve uzun saçlarını elime doladım. Bir elimle belini tutmuş, diğeriyle saçına sıkıca asılmıştım şimdi. Boşalmama birkaç saniye kalmışken daha hızlı ve daha sert pompalamaya başladım. Ve sonunda zevk dalgası tüm vücudumu sardı. Elektrik çarpmış gibi oldum. Tüm döllerimi amına akıttım. İnanılmaz bir zevk almıştım. Daha önce hep para karşılığı kadınlarla beraber olmuştum. Kısa süre içinde kadını sikip boşalıyordum. Ama şimdi benim bir karım vardı ve onu nasıl istersem sikebiliyordum. Bir süre daha amına sokup çıkarmaya devam ettim. Yatağın gıcırdamaları azaldı. Derken yavaş yavaş amından çıktım. Odadan çıkıp banyoya geçtim…

Yarağımın üzerinin döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Tuvalet kâğıdı ile yarağımı iyice sildim. İçeri geçtim ve ışığı yaktım. Yengem yatağın kenarında oturuyordu. Dağılmış bir haldeydi. Ter içinde kalmış, saçları dağılmıştı. Geceliğinin açık yakasından memelerinin üst kısmı, altında toplanmış geceliğinin kenarından beyaz kalçaları görünüyordu. Hiçbir şey demeden yere bakıyordu. Yanına gittim. Yarağımın kalkıklığı henüz geçmemiş, ona doğru uzanıyordu. Yengem o esnada yarağımı görünce elini ağzına götürdü. Ona, “Bak sevgilim, az önce bu yarağı yedin!” dedim. Yarağım damarlarının içine dolan kanla kıpkırmızı bir haldeydi. Elini tutup yarağıma değdirdim. Çekmek istedi ama engel oldum, “Tut onu, korkma!” dedim. Elimi çekince yengem küçük elleriyle yarağımı okşamaya başladı. Ona, “Zevk aldın mı bebeğim?” diye sorunca sessiz kaldı. Tekrar sorunca kızarmış bir yüzle bana bakıp, başını ‘Evet’ anlamında salladı. O anda dünyalar benim olmuştu.

Bir süre bu şekilde okşayınca yarağım yine sertleşmeye ve kalkmaya başlamıştı. Onu elinden tutup kaldırdım ve içeriye salona götürdüm. Yatak odası ve banyonun ışığı salona vuruyordu. Ortadaki masaya domalttım. Elleriyle masanın kenarlarından sıkıca tutuyordu. Bacaklarını açmasını söyledim. Ardından götünün yanaklarını iyice ayırınca alttan beliren amına yavaş yavaş girdim. Gittikçe hızlanmaya ve daha sert abanmaya başladım. Masa az önce yatağın çıkardığına benzer sesler çıkarmaya başladı. Masanın üzeri henüz toplanmamıştı. Üzerinde kadınlardan arta kalan bardaklar, tabaklar, çatal ve kaşıklar vardı. Masanın ayaklarından gelen gıcırdama sesleriyle birlikte tabak çatalların birbirine değerken çıkardığı sesler de geliyordu şimdi.

Göt yanakları kasık darbelerimle birlikte şiddetle yaylanıyor, terli vücutlarımızdan gelen ‘Şlap şlap’ sesleri odayı dolduruyordu. Masanın karşısındaki duvarda büyük bir ayna vardı ve kendimizi görebiliyorduk. Yüzünden zevk aldığı belli oluyordu. Gözlerini kapatmış bir halde kısık sesle inliyor, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Büyük memeleri deli gibi sallanıyordu sürekli. Aynadaki görüntü beni daha da azdırmıştı ve hızlandıkça hızlandım. Abandıkça abandım. Masanın üstündeki tabak çanaklar birbirine vuruyor, titrerken sesler çıkarıyordu. Derken kenarda duran bir tabakla içindeki bardağın çıplak parke zemine düşüp kırılma sesi geldi. Ama ben aynı şekilde onu sikmeye devam ediyordum. Yengem bir ara paniğe kapılır gibi oldu. Ama daha sonra az önceki gibi yüksek sesle, “Ahh, ahh!” diye sesler çıkarmaya başlamış, kendini yarağıma doğru gerisin geri iter olmuştu. Götünü sağa sola oynatarak yarağıma bastırıyordu. Yarağım taşaklarıma kadar amındaydı yine. Aldığım zevki tarif edemiyorum. Birkaç dakika bu şekilde devam ettik. Boşalacağımı anlayınca aniden amından çıktım. Hemen boşalmak istemiyordum çünkü.

Yengem aniden amından çıktığım için şaşırmış gibiydi. Onu köşedeki tekli koltuğa oturttum ve götünü iyice havaya dikecek şekilde bacaklarını iki yana açmasını söyledim. Koltuğun üzerinde iki büklüm oldu, dediğim gibi yapınca götü havaya dikildi ve amı iyice belli oldu ve ortaya çıktı. Şimdi banyonun ışığı tam üzerimize geliyordu. Yengemin etli am dudaklarının arasındaki sulu deliğine yarağımı tek hamlede soktum. Amının içi sıcacıktı ve iyice ıslandığı için girip çıkarken zorlanmıyordum.

Ayaklarımı geriye attım ve koltuğun kenarlarından tutarak şınav çeker gibi yengemin amına girip çıkmaya başladım. Bu pozisyonda ağır ağır hareket ediyor, yarağımı amının en derinlerine kadar sokuyor ve çıkarıyordum. Üzerinde eğilip kalkıyor, eğildiğim zaman yarağım amının derinliklerine girerken, dudaklarını öpüyor, emiyordum. Yengem, “Imm, ığhh!” diyerek inliyor, gözleri kapalı halde dudaklarını emiyordu. Yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Koltuk, yengemin ağırlığı ve benim abanmalarım nedeniyle yerinde oynamaya başlamıştı. Parke zeminin üzerinde takır tukur sallandıkça evin içinde yankılanıyordu sesler.

Kısa bir süre için amından çıktım ve dizlerimi iyice bükerek yarağımı tekrar amına soktum. Bu şekilde daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Yengem koltuğun üzerinde iki büklüm, bacaklarını havaya dikmiş haldeydi. Koltuğun kenarlarından sıkıca tutan kollarıma tutundu ve bacaklarını omzuma koydu. Yorulduğu belliydi. Ben daha hızlı ve daha güçlü şekilde sikerken sürekli, “Ahh, ımm, ohh, ahh!” diye diye söyleniyor, omzuma koyduğu bacakları yaylanıp sallanıyordu. Bu pozisyonda koltuğun çıkardığı sesler de çoğalmış, koltuk geriye doğru hareket etmeye başlamıştı. Koltuğun ayakları zemine şiddetle çarptıkça çıkan seslere yengemin inlemeleri ve kasıklarımın kalçalarına çarptıkça çıkan sesler karışıyordu.

Sonunda tüm gücüm tükenmişti, vücudumu yine elektrik çarpmış gibi oldu ve döllerimi amına akıttım. Bir süre daha amında gidip geldim. Yarağımı çıkarınca üzerinin ilk seferdeki gibi döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Döllerim amından kasıklarına ve koltuğa akıyordu. Onu tutarak ayağa kaldırdım. Beli tutulmuş gibiydi ve, “Aay, ahh!” diyerek belini tutuyordu. Onu koltuğa oturttum. Daha sonra banyoya girdim ve duşu açtım. Sıcak suyun gelmesini beklerden içeri geçip yengemi elinden tutarak kaldırdım, “Hadi birtanem, gel yıkanalım!” dedim. Birlikte banyoya girdik. Sıcak su bizi kendimize getirmişti. Karı koca birbirimizi güzelce yıkadık.

Banyodan sonra kurulandık ve beraber yatağa girdik. Yengem geceliğini, ben de külotumu giymiştim. Ona, “Zevk aldın mı?” diye sorunca çok utandı. Üsteleyince, “Evet!” dedi. Sonra o da bana, “Sen aldın mı?” diye sordu. “Hem de çok!” dedim, onu alnından öptüm. Birbirimize sarıldık. O sırada yengem, “Birşey soracağım, ama doğru cevap ver!” dedi. “Ne soracaksın, sor!” dedim. Benden sürekli gerçeği söylemem için söz vermemi istiyordu. Sonunda, “Tamam, söz, hadi sor!” dedim. Bana, “O akşam geldiğinde banyoda külotuma boşalmışsın…” dedi. Bunu söylerken kıkır kıkır gülüyordu. Ben bunu unutmuştum, “Çok mu utandın?” diye sordum. “Yoo, niye utanayım ki? Sen benim kocamsın sonuçta! Beni çok mu istemiştin o akşam?” dedi. “Evet, niye sordun şimdi bunu?” dedim. Yüzünde gülümseme vardı, “Biliyormusun, ben de seni çok istemiştim!” dedi. Birbirimize sarıldık ve uyuduk.